73 ülke LAVA döküm  kullanıyor…

0
1723

“2018 yılında Almanya’da LAVA –Gbmh şirketimizi kurduk. Kurma amacımız; Birkaç yıllık süreçteki Avrupa çıkarmasında bu lojistik merkezin mecburi ihtiyaç olduğunu gördük. Avrupa’da lojistik hizmeti veren bu şirketle tüketicinin ayağına ürünü getirerek markamızın Avrupa ve dünyada bilinirliliğini arttırmak ana hedefimiz.. 2019’un başında da Amerika’da bu yapılanmayı planlıyoruz. Bu depolar sayesinde markamızı yaygın ve ulaşılabilir hale getirmek istiyoruz.”

Reyhan Hanım daha önce sizinle röportaj gerçekleştirmiştik, o zamandan bugüne neler değişti? Şimdi hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz, neler yapıyorsunuz?

Şirketimizi 2010 yılında kurduk.  İlk senemizi makine  parkuru oluşturma ,denemeler ,kalıplama çalışmaları  vs. şeklinde geçti. Döküm sektörü çok zor bir sektör ve bizde 2011-2012 yıllarında biraz patinaj yaptık diyebiliriz. Büyük firmalara yan sanayi olarak işe başladık. Eski tel ızgara yerine fırın üstü döküm ızgara ile hareketlendik. 2012 yılının sonuna geldiğimizde  ;gördük ki fason imalat yaparak biz memnun olmayacağız ,bize sadece bize ait ,ama en iyisini ve kalitelisini sunabileceğimiz tüketici ile direk muhataplık kuracağımız bir ürün gamı lazımdı…biz ancak böyle mutlu olabilecektik.. Dökümhanemizi kurgularken  de bunları göz önünde bulundurarak kurmuştuk ve 2012 yılında yönetim olarak aldığımız bir karar ile emaye kaplamalı döküm tencere ve tava imalatı işine girdik. Dünyayı gezdik ve ve fuarlara katıldık. Türkiye’de katıldığımız ilk fuarda bu işi Türkiye’ye ithal yollar ile sokan ve Türkiye’de bir döküm tencereyi o zamanın fiyatları ile 700-800 TL gibi fiyatlara satan firma sahibi (piyasayı derinden sarsarak ortadan kayboldular) bizimle bağlantıya geçti. Bütün üretim kapasitesini bizden temin etme fikrini sundu. Böylelikle Çin’den ürün getirmek durumda kalmayacaktı ve istediği fiyata yine konumlanacaktı. Biz ilk etapta kabul ettik ve el sıkıştık. Bir yıl onlara üretim yaptık. O bir yıl içerisinde de sağlam bir bütçe ayırarak kendi kalıplarımızı yapmaya başladık. Sonucunda bu aldığımız karar ile yaptığımız yatırım ile 2012 yılının başında Türkiye zücaciye ve ho-re-ca piyasasını döküm, tencere ve tava LAVA markası ile tanıştırdık. Süreç içerisinde neler yaptık? Bugün geldiğimiz süreçte yaklaşık 73 ülkeye ihracat yapan, Türkiye piyasasında da dökümü her gelir seviyesine hitap eden ürün gamı & fiat politikamız ile insanlarımızı buluşturduk. İthal ürün girmesini engellediğimizi düşünüyorum.

Eskişehir’de 12 milyon lira yatırımla döküm ve emaye fabrikası kurdu. LAVA Metal’i yatırım ile ilgili yeniden hatırlayalım mı?

Son 5 yılda emaye hattımıza yeni bir hat daha ekledik ve fırın kapasitemizi büyüttük.. Yaklaşık 3-4 milyon TL daha yatırım yapıldı, depolarımız genişletildi ve eklendi. Ama döküm tesisi en başta kurduğumuzda kapasite olarak uygun olduğu için bugün halen mevcut kapasiteye ek yatırımlar ile devam ettiriyoruz. Bizim ana amacımız Türkiye’de bir emaye üssü kurmak. Yani biz üzerine kapladığımız malzeme ile anılmak istiyoruz. Bu konuda kalitemizden ödün vermiyoruz. Bu konuda dünyanın en büyük liderlerinden malzeme alıyoruz. Maalesef tek ithal girdimiz emayedir, onu da Türkiye’de bulamıyoruz. İthalatı sevmesek de üreteni olmadığı için oraya gitmeye mecbur kalıyoruz. Almanyadan ithal ettğimiz emayeye kimlik kazandırarak ve made in Türkiye yazdırarak yeniden ihracat kapılarını zorluyoruz diyebilirim.

Sektörün en iyilerinden biri olarak sektörde kimyasal üretim yapan ürünler hakkında kullanıcıya neler söylemek istersiniz?

Kadınlarımızı veya toplumumuzu anlamak imkânsız… Lütfen almadan önce araştıralım. ‘’Teflon’’ dediğimiz madde içerisinde insan sağlığını en derinden etkileyen kimyasal bulunuyor. O hammadde 340-360-400° de pişerek ürünün üzerine yapışıyor. Bunu yapılan testlerde 70-80 kullanımda ve bulaşık makinesinde yıkamada açılan gözeneklerden atılan kimyasal çıkmaya başlıyor ve o sevgi ile pişirdiğiniz yemeğinizin içerisine giriyor. Lütfen çizilmesini beklemeden atın…  Mutfakta pişirme ünitesinde kullanacağınız tek ürün çeliktir, camdır… Ama işin gurmeliğini istiyorsanız, lezzet istiyorsanız ,pişirdiğiniz yemeklerde vitamin mineral kaybı istemiyorsanız da döküm tencere kullanmalarını , mangal tadında ızgara yapmak içinde döküm emaye kaplı grill tava kullanmalarını tavsiye edeceğim. Ürünlerimizin ağır olmasından şikayet edenler içinde bir şey diyemeyeceğim; çünkü bu bir tercih meselesidir. Ama döküm ürün doğası gereği zaten ağır olmalıdır..Bu ifade Avrupa’dan hiç eleştiri olarak gelmiyor bize..çünkü Avrupalı ürünü biliyor yıllar sonrada bu ürünü gelinine , kızına evlendiğinde hediye olarak bırakıyor…işte bu sebeple bu bir tercih meselesidir diyorum …

Peki, almak isteyenler tencerelerinizi nerelerden temin edebilir ve ulaşabilir?

Ben bugün tencerelerimi çeşitli ölçü ve renklerde züccaciye ve toptancılarda sunuyorum. Yılda bir

defa ‘’BİM’’ gibi bir markette ulusala çıkıyorum. Metro, CarrefourSA ulusal marketler ve diğer yerel marketlerde her bütçeye uygun tencere ve tava çeşitlerimizi bulabilirler.  zincir mağazalar konseptinde; Bernardo,MUdo Concept mağazalarında ürünlerimize ulaşabilirler. ‘’LAVA’’ Çin’den ve Fransa’dan ülkemize giren ithalatın en azından bu konuda belini bükmüş durumda. Metro-Çin web

sitesinde bile LAVA markalı tencere tava satılıyor… ABD Amazon web satışında ilk 5 firmadan biridir. Bu Türkiye için çok büyük bir gururdur.

Gün geçtikçe ihracat ağına yeni ülkeler eklemeye devam ediyorsunuz. Şuanda kaç ülkede aktifsiniz. Bize bölgeler üzerindeki etkinliğinizden bahseder misiniz?

  1. ülkeye ihracat yapıyorum. Şuanda en aktif olduğum ülke İtalya, Çin, Almanya, Amerika,

Rusya, İngiltere, Honk-Kong- Macau, Paraguay, İspanya, Romanya, Bulgaristan vs. en ilginç olan ülkelerimiz ise Peru, Kamboçya, Paraguay… bu ülkelerin haritada dahi yerini bir anda bulamam herhalde, ama fuarlardan bizi bulup bizimle bağını koparmayan müşterilerimiz beni daha da umutlandırıyor.

Türkiye’yi sektörünüz bazında değerlendirmek isterseniz neler söylersiniz? Sektör olarak kümelenme faaliyetleri konularında çalışmalarınız var mı?

Birlikte olduğumuz “Zücder – Evsid – İMMİDB” gibi derneklerimiz var.

Bu dernekler ile çalışma komitelerine katılıyoruz.  Dünya genelindeki global firmalara gerek Türkiye’ye davet ettiklerinde gerek taraflara ziyaret olduğunda bizden de temsilcilerimiz gönderiyoruz. Tabi ki dünyaya tek başına ulaşmak mümkün değil. Türkiye’nin maalesef böyle bir kapısı da yok. Bir dernek çatısı altında gittiğiniz zaman daha efektif verimli çalışmalar ile karşılaşabiliyorsunuz.

Günümüzde gelişen teknoloji ağı ve bilişim teknolojileri dünya genelinde oturmuş vaziyette. Peki, Endüstri 4.0’ın şirketlere, üretime ve ülke ekonomisine nasıl yararları olabilir?

Endüstri 4.0 dediğimiz konuşan makinelerdir. Evet, kendi işim için düşünürsem, birbiri ile konuşan makine ama benim kendi ürünümde biraz el iş işçiliği önemlidir. Ürünü Niş yapanda bu emektir. Ürünün emayesini tesiste atan usta o üründen bir adet yapıyor. Saatte 50 adet emaye atabilir ama inanın 50 tanesi de birbirinden farklı ince dokuya sahip olur. Emaye atan ustamın aklında o anda bir şiir bir türkü varsa el maharetleri farklılaşır ve her defasında farklı bir açı yakalayabilir..bu farklı bir tekniktir..ve bu emektir.

Robot ile emaye attığımız ürünlerimizde aynı ahengi bulabilirsiniz. İşte bu sebeple ‘’Emaye kaplama döküm farklıdır, emek ister çaba ister’’ diyoruz.

Gelelim endüstri 4.0‘a … Türkiye’de en büyük sıkıntı bilgisayar mühendisi var ama ara eleman yok. Ben üreticiyim ve takım lideri olarak, montaj şefi olarak makine mühendisi çalıştırıyorum. Bu ne kadar kötü bir durum… Burada dönüp eğitim sistemimize bakmak gerekiyor, biz ara eleman yetiştirmiyoruz. Endüstri 4.0 a geçilir, ama mühendislerin altını dolduracak ara eleman sorununu çözmezseniz mühendisinizden katma değeri yüksek projeler beklemeyin derim ben… Bu sebepten endüstri 4.0 şuanda sanayinin tamamında hayal diyebilirim. Tabii ki önceden ekiplerini yetiştirmiş bu işe emek sermaye harcayan şirketler önde olacaktır her zaman… Önce eğitim ve sanayicinin ara elaman sıkıntısının çözülmesi şart.

Lava olarak, 2017 yılında 73 ülkeye ihracat yaparak dünya genelinde başarı grafiğimiz hızla arttırdınız. Peki, önümüzdeki süreç için hedefleriniz ve yeni projeleriniz nelerdir?

Bizim 2018 yılında Almanya’da yeni bir şirket kurduk. Kurma amacımız; Birkaç yıllık süreçteki Avrupa çıkarmasında bu lojistik merkezin mecburi ihtiyaç olduğuna karar verdik. Avrupa’da bir lojistik merkez yaratmak istedik.. 2019’un başında da Amerika’da kurmayı planlıyoruz. Bu depolar sayesinde dışarıdaki talep doğrultusunda dağıtımı hızlandırmak istiyoruz.

Eskişehir’de faaliyet gösteren fabrikanızın bahçesine yaptırdığınız 5 metrelik heykel ile Atatürk sevginizi ölümsüzleştirdiniz. Çok çeşitli renklere sahip bir ülkenin evlatlarını bir araya getiren en önemli önder olan Mustafa Kemal Atatürk için neler söylemek istersiniz?

Atatürk bizim doğal liderimizdir. Bağlı ortaklığımız olan LANDE fabrikamızın bahçesine ATATÜRK heykelini yaptırdık. Ve inanılmaz bir şekilde fark ettik ki – Eskişehir sanayi odasının bahçesi dahil hiçbir yerde Atatürk’ümüzün bir büstü yokmuş.

Biz ortaklarımla beraber büstümüzün açılışını yaptık. Bundan reklam yapılmasını da istemedik. Çünkü Atatürk sevgisi farklıdır bu sevgi hiçbir şekilde başka amaçlar için kullanılamaz. Ana, baba, dede ata sevgisi gibi benim için. Anlatılmaz yaşanır sadece.

Bu sebeple sadece “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” diyor …

Sevgi ve saygılarımı iletiyorum sizlere.