Başarımızın sırrı ülkemize, insanımıza ve temel değerlerimize bağlılığımızdır

0
1130

Dergimizin Genel Koordinatörü Engin Güneş, İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı ve Kipaş Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Öksüz ile çarpıcı bir röportaj gerçekleştirdi.

Sayın Ahmet Öksüz, kendinizi okurlarımız için tanıtır mısınız?

1970 yılında Kahramanmaraş’ta doğdum. Kabataş Erkek Lisesi’nden mezun olduktan sonra Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Makine Mühendisliği’ni bitirdim. Florida Üniversitesi’nde mastırımı da tamamladıktan sonra aile şirketimiz Kipaş Holding’de iş hayatına başladım. 1999-2018 yılları arasında İTHİB Yönetim Kurulu Üyeliği ve Başkan Yardımcılığı görevlerini üstlendim. 2018’de gerçekleştirilen Genel Kurulla İTHİB Yönetim Kurulu Başkanlığı görevime başladım.

Kipaş Holding’in tarihçesini sizden dinleyebilir miyiz?

Kipaş Holding’in geçmişi 1984 yılında kurulan Kahramanmaraş İplik Pamuk AŞ’ye dayanmaktadır. 1986 tarihinde Kahramanmaraş’ın ilk open – end tesisini açan Kipaş Holding olarak her geçen yıl yatırımlarımıza hız kazandırdık. Yeni yatırımlarla şehrimizin ve ülkemizin kalkınmasında öncü rol oynadık. Bu kapsamda yıllardır Anadolu 500 sıralamasında yer alan Kipaş Holding olarak, bu geleneği sürdürdük ve her geçen yıl daha üst sıralara yükseldik.
Holdingimiz tekstil, hazırgiyim, çimento üretimi, kâğıt üretimi ve enerji gibi 6 ana sektörde faaliyet gösteriyor. Bugün dünyanın dört bir yanına yıllık yaklaşık 200 milyon dolar seviyesinde ihracat gerçekleştiriyoruz.
30 yılı aşan deneyimi, yeni yatırımları, yeni istihdam alanları ve sosyal sorumluluk projeleriyle bölgesinin ve Türkiye’nin önde gelen gruplarından biri olan Kipaş Holding olarak ülkemiz ve insanımız için üretmeye devam ediyoruz.

Kipaş Holding’in vizyonu ve misyonundan da söz edebilir misiniz?

Holding vizyonumuz, dünyadaki yeni teknolojileri takip ederek ülkemize yeni yatırımlar kazandırmaktır. Misyonumuz ise kaliteyi her hususta ön plana almak ve sürdürülebilir kalite anlayışıyla hareket etmek. Müşterilerimizin talep ve beklentilerini en uygun koşullarda karşılayarak sürekli müşteri memnuniyetini sağlamak temel prensiplerimiz arasında yer alıyor.
10 bini aşkın kişiye istihdam sağlayan Kipaş ailesi olarak en önemli motivasyon kaynaklarımızdan bir tanesi ülkemiz insanına ve bu topraklara hizmet etmek. Şirketinizin her geçen yıl kârlılığının artması size gurur veriyor ama temel motivasyon kaynağımız hiçbir zaman karlılığımızı artırmak olmadı. Bu başarının altında yatan temel faktör; ülkemize, insanımıza ve temel değerlerimize bağlılığımız… Dolayısıyla misyonumuz arasında yer alan sürekli müşteri memnuniyetine de bu çerçeveden bakıyoruz çünkü ihraç ettiğimiz bir ürün Kipaş Holding’i temsil ettiği gibi ülkemizi de temsil ediyor. İhraç ettiğimiz üründeki memnuniyet, aynı zamanda bu ülkeye duyulan sevgiye de tesir ediyor.
Bu kapsamda belki Kipaş ailesinin tüm Yönetim Kurulu Üyeleriyle birtakım fedakarlıklar yapıyoruz, uzun seyahatlerimiz sebebiyle ailemizden uzak kalıyoruz. Çocuklarımızın büyümesine an be an şahitlik edemiyoruz. Ancak daha fazla istihdam kapısı yaratmak, daha fazla katma değer sağlamak, ülkemize döviz kazandırmak, ülkemizin küresel ölçekteki başarı sıralamasını bir üst seviyeye taşıyan kuruluşların bir parçası olmak bizlere tarifi olmayan bir motivasyon sağlıyor.

Sizin koyu bir Fenerbahçeli olduğunuzu biliyoruz. Bu sene zor bir süreç geçirdiniz. Önümüzdeki sezon Fenerbahçe’nin nasıl bir süreç geçireceğini düşünüyorsunuz?

Futbolun seyir zevki yüksek, insanları kenetleyen, “ezeli rakip ebedi dostluk” prensibiyle hareket edilmesi gerekiyor. Bu çerçevede futbol kulüplerine önemli görevler düştüğü gibi biz taraftarlara da görevler düşüyor. Fenerbahçe maalesef bu sezon arzu ettiğimiz başarıyı yakalayamadı ancak önümüzdeki dönem daha güçlü bir performans göstereceğimizi özellikle Şampiyonlar Ligi ve Avrupa kupalarında ülkemizi başarıyla temsil edeceğini ümit ediyorum.

Aynı zamanda İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanısınız. Birliğinizin çalışmalarından da bahsedebilir misiniz?

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği olarak 6 binin üzerinde üyemizle Türkiye tekstil ve hammaddeleri ihracatının çatı kuruluşuyuz. Üyelerimiz; elyaf, iplik kumaş, ev tekstili, teknik tekstil ve konfeksiyon yan sanayii başta olmak üzere her çeşit tekstil ürününün üretimini ve ihracatını gerçekleştirmektedir. Türkiye tekstil ihracatının yaklaşık olarak yarısı üyelerimiz tarafından yapılmaktadır dolayısıyla İTHİB ülkemizin tekstil üreticilerinin ve ihracatçılarının büyük çoğunluğuna ev sahipliği yapmaktadır.
Biz de İTHİB olarak bu çerçevede ulusal ve uluslararası platformlarda, kamu düzeyinde Türkiye tekstil sanayisinin ortak menfaatlerini korumak için çalışmalar yürütüyoruz. Türkiye’nin tekstil ürünlerinin dünya pazarına tanıtılması ve firmalarımız için yeni işbirlikleri kazandırmak için yurt dışında çeşitler fuarlar düzenliyor ve düzenlenen fuarlara katılıyoruz. Örneğin 2020 yılında İhracatçı Birlikleri arasında düzenlenen tek sektörel ihraç ürünleri fuarını düzenledik. ABD ile 100 milyar dolar dış ticaret hedefinde öncü rol oynayan “I Of The World – New York” fuarımızı önümüzdeki yıllarda da gerçekleştirmeye devam edeceğiz.
Ayrıca yılda 2 kez gerçekleştirilen Première Vision Paris, the London Textile Fair ve Munich Fabric Start fuarlarına Milli Katılım organizasyonları gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda Texfusion New York, Techtextil Frankfurt, Heimtextile Fuarı gibi dünyanın önde gelen tekstil fuar organizasyonlarında üyelerimizi temsil ediyor, Japan Creation Fuarı ve Preview in Seoul Fuarı gibi uzak pazarlara yönelik ticari ziyaretler gerçekleştirerek sektörün pazar çeşitliliğine katkı sağlıyoruz. İhracatçılarımızın sektördeki konumunu sağlamlaştırması ve etkinliklerini artırması için potansiyel ve halihazırda mevcut bulunan pazarlara ticaret heyetleri ile görüşmeler organize ediyoruz.
Bunların yanında genç yetenekleri desteklemek ve sektörümüze kazandırmak amacıyla 2006 yılından beri Kumaş Tasarım Yarışması’nı düzenliyoruz. Türkiye’nin ilk ve tek uluslararası nitelikte olan kumaş tasarım yarışmamız geçtiğimiz yıl 10’un üzerinde ülkeden 300’e yakın başvuru aldı. Yarışmamızda maddi ödüllerin yanında gençlerimizin perspektiflerini geliştirebilecekleri yurtdışında eğitim, uluslararası fuar ziyaretleri gibi ödüllerimiz de bulunuyor. Bununla birlikte her yıl gerçekleştirdiğimiz trend seminerlerimizle sektörümüzün tasarım algısının yükseltilmesini hedefliyoruz.
Sektörümüzün nitelikli eleman ihtiyacını karşılamak için 2019 yılında Tekstil ve Hazırgiyim İhracatçı Birlikleri ile Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası işbirliği ile başlattığımız Tercihim Tekstil Mühendisliği projesiyle tekstil mühendisliğine yönelik algının eski günlerine dönmesi için çalışmalar yürütüyoruz. Nitelikli öğrencilerimize asgari ücrete kadar burs ve iş garantisi vererek tekstil mühendisliğinin niteliğini geliştirmek üzere çalışmalar gerçekleştiriyoruz. İlk 80 bin içerisinde yer alarak ilk 5 tercihinden biri tekstil mühendisliği olan ve bu bölüme kayıt yaptıran öğrencilerimize öğrenim hayatları boyunca asgari ücrete kadar burs vermenin yanında, uygulamalı eğitim – staj programlarıyla öğrencilerimizin okulları bitmeden iş yerlerine adaptasyonlarını sağlamayı hedefliyoruz.
Ayrıca Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda Ur-Ge projeleri yürüterek; firmalarının kapasitelerini geliştirebilmesi için küme özelinde eğitim ve danışmanlık faaliyetleri gerçekleştiriyoruz. Normalleşme süreciyle birlikte küme üyelerimizin uluslararası rekabetçiliklerini artırmak için belirlenen hedef ülkelerde yurtdışı pazarlama faaliyetleri gerçekleştireceğiz.

İTHİB gerek ulusal ve uluslararası platformlarda gerek devlet düzeyinde Türk tekstil sanayisinin ortak menfaatlerini nasıl koruyor?

Türkiye pamuk üretiminden hazırgiyime kadar tüm üretim aşamalarını gerçekleştirebilen dünyadaki ayrıcalıklı birkaç ülkeden bir tanesi. Bunun avantajını ve sektörümüzün ne kadar stratejik öneme sahip bir sektör olduğunu pandemi süresince bir kez daha görmüş olduk. Güçlü üretim alt yapımız ve adaptasyon kabiliyetimiz sayesinde Türkiye İhracatçılar Meclisimizin koordinasyonunda tekstil firmalarımız hızla maske – koruyucu kıyafet üretimine başladı ve bu alanda üretim yapan firma sayısı 500’e ulaştı.
Dolayısıyla sektörümüzün menfaatlerini haksız ithalat baskısına karşı koruma, üretim zincirinin bozulmaması en fazla hassasiyet gösterdiğimiz konuların başında geliyor. Çünkü sadece bir ürün grubunun haksız rekabet ile karşı karşıya kalması, orta ve uzun vadede tekstil ve hazırgiyim sektörünün üretim sürecine yansıyabilir.
Bu kapsamda özellikle bazı Uzakdoğu Asya ülkelerinden gelen dampingli ürünlere karşı Türkiye tekstil ve hammaddeleri sektörü olarak yoğun bir mücadele veriyoruz. Çok büyük yatırımlarla kurulan fabrikalarımızın üretim kapasitelerinin âtıl kalmaması için İthalat İzleme Komitemizle birlikte aylık olarak bir araya geliyor ve tespitlerimizi ilgili Bakanlıklara iletiyoruz.
Bununla birlikte Türkiye İhracatçılar Meclisimizin koordinasyonunda belirli aralıklarla ilgili Bakanlıklarımız ile toplantılar gerçekleştirerek sektörümüzün karşı karşıya kaldığı sorunları ve çözüm önerilerimizi doğrudan ilgili mercilere aktarıyoruz.
Aynı zamanda Avrupa Tekstil ve Hazırgiyim Konfederasyonu Euratex gibi sektörümüzle ilgili önem arz eden uluslararası yer alarak sektörümüzü ve ülkemizi temsil ediyoruz.

İTHİB Başkanı olduktan sonra ihracat hedeflerinizde oldukça başarılı oldunuz. 2020 yılında bu hedefleri arttırmayı düşünüyor musunuz?

Sektörümüz dünyanın en büyük 6. AB’nin ise en büyük 2. Tedarikçisi konumunda. Vizyonumuz Türkiye’nin tekstil ve hammaddeleri ihracatını sürdürülebilir bir şekilde artırmak olduğu gibi, aynı zamanda küresel dış ticaretteki payımızı da korumak. Bu kapsamda Türkiye geneli ihracatımız dünya ihracatından %0,9 pay alırken sektörümüz %3 oranında pay alıyor. Elbette Covid – 19 pandemisi küresel dış ticareti etkilediği gibi sektörümüz ihracatını da etkiledi. Dolayısıyla 2020 yılında en büyük hedeflerimizden biri, küresel ölçekten aldığımız payı korumak.
Tekstil ve hammaddeleri sektörü olarak küresel normalleşme adımlarına paralel bir şekilde, 2020 yılının ikinci yarısından itibaren ihracatımızda hızla yükselen bir ivme yakalayacağımızı ve 2021 yılında ise hızlı bir büyüme trendi yaşayacağımızı düşünüyoruz.

Son günlerde küresel bir felaket ülkemizdeki birçok sektör gibi tekstil sektörünü de vurdu. Siz bu konuda daha az zarar görmemek için neler yapıyorsunuz?

Dünya Ticaret Örgütü’ne göre küresel ticaretin 2020 yılında en iyi ihtimalle %13, en kötü ihtimalle %32 oranında gerilemesi öngörülüyor. Küresel karantina uygulamaları ve kısıtlamalar sebebiyle tekstil ve hammaddeleri sektörü ihracatımız da olumsuz etkilendi. Sektör olarak bu sürecin en az hasarla atlatılabilmesi için sık sık ilgili Bakanlarımızla toplantılar gerçekleştiriyor; yaşanan sorunlara çözüm önerilerimizi aktarıyoruz. Bu kapsamda Kısa Çalışma Ödeneği, bazı sektörlerimize mücbir sebep kapsamında KDV muafiyeti sağlanması, Eximbank tarafından sağlanan TL Reeskont kredisi gibi firmalarımızın karşı karşıya kaldığı finansal yükleri hafifletici tedbirlerin üretimimize olumlu yansımaları oldu.
Süreç içerisinde firmalarımız büyük bir fedakârlık örneği göstererek üretim tesislerini maske – koruyucu elbise üretim tesislerine dönüştürdü. Bu kapsamda çok kullanımlık maske ve koruyucu giysi ihracatının kaldırılmasına yönelik çalışmalarımız da karşılığını verdi ve sektörümüz nefes almış oldu. Üretici firmalarımız yurt dışından gelen taleplere dönüş yapamadığı için kayıplar yaşıyordu bu sayede bunun önüne geçmiş olduk.

Tekstil sektörünün durumu ve geleceği hakkındaki görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?

Ocak, Şubat ayları ile Mart ayının ortasına kadar sektör ihracatımız iyi bir artış trendi yakalamıştı. Covid – 19’un tüm dünyaya yayılmasıyla birlikte küresel ticaretin durmasıyla ihracatımız da süreçten etkilendi. Ancak buna rağmen sektörümüzün en önemli ürün gruplarından biri olan teknik tekstil ihracatımız Mayıs ayında %53,4 oranında; 2020 yılının ilk 5 ayında ise %14,7 oranında arttı. Ayrıca sektörümüz entegre üretim yapısına sahip bir sektör. İTHİB olarak en büyük hedeflerimizden bir tanesi yenilikçi teknik tekstillere olan ilgiyi artırmak ve firmalarımızın teknik tekstile yönelik kapasitelerini geliştirmelerine yönelik çalışmalar gerçekleştirmektedir. Biz de bu kapsamda üyelerimizle Teknik Tekstil Ur-Ge projesi oluşturarak sektörün dijital dönüşüm yol haritasını çıkardık ve küme üyelerimizle çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bunların yanında İstanbul Teknik Üniversitesi işbirliği ile Türkiye’de ilk ve tek tezli teknik tekstiller yüksek lisans programını hayata geçirdik. Gerçekleştirdiğimiz bu proje ile amacımız özellikle sektörümüzün Ar-Ge merkezlerinde çalışan tekstil mühendislerimizin niteliklerini geliştirerek sektörümüze yeni bir vizyon kazandırmak.
Değişen küresel ticaret normlarına ve trendlere adapte olabilme kabiliyeti çok yüksek olan tekstil ve hammaddeleri sektörü olarak, sektörümüzü daha ileriye taşımak için çalışmalar yürütüyoruz. Özellikle Aralık ve Ocak aylarında Çin’den ithalat gerçekleştiremeyen küresel markalar tek pazar odaklı ithalat anlayışından uzaklaşmaya yöneldiler. Bu da tekstil ve hammaddeleri sektöründe güçlü üretim kapasitesi ile Çin’e en yakın alternatif olarak ülkemizi ön plana çıkarıyor. Dolayısıyla küresel ticaretin normalleşmesiyle birlikte Türkiye’ye yönelik talepte hızla artış yakalayacağımızı öngörüyoruz.
İTHİB olarak birçok yarışmaya adınızı yazdırdınız. Önümüzdeki günlerde bu yarışmalar devam edecek mi?

İTHİB olarak Türkiye’nin ilk ve tek uluslararası kumaş tasarım yarışmasını gerçekleştiriyoruz. Her yıl ilginin arttığı yarışmamıza 2019 yılında 10’dan fazla ülkeden yaklaşık 300 başvuru almıştık. 2019 yılında binin üzerinde ziyaretçi sayısına ulaşan yarışmamız, tasarım gücü yüksek gençlerimizi sektörümüze kazandırdığı gibi, sektörümüzdeki tasarım algısını da yükseltiyor. Bu yıl 15.’sini gerçekleştireceğimiz İTHİB İstanbul Uluslararası Kumaş Tasarım Yarışmamızı maalesef koronavirüs salgını sebebiyle ertelemek zorunda kaldık. Ancak 2021 yılında yarışmamıza ilk günkü heyecanla devam edeceğiz. Bunun yanında teknik tekstil sektörümüz özelinde de bir proje yarışması gerçekleştirmeyi öngörüyoruz.