Dünya standartlarında Lojistik Köy ihtiyacımız var

0
658

Shipping and Trucking Transportation – RO-RO Transport (Roll On/Roll Off)‘’Şu anda 500’den fazla firma bizim müşterimiz, sistemimizi kullanıyorlar ve 16 ülkede bizzat SGS TransitNet olarak kendi teminatlarımızla varız. 16 ayrı ülkede kendi teminatını kullanan ve alanında bu şekilde kapsamlı hizmet sunan ilk ve tek kuruluşuz. Bu sayede müşterilerimiz hem daha hızlı taşıma gerçekleştiriyorlar hem de maliyetlerde ciddi avantajlar elde ediyorlar.’’

  • Mine Hanım, bize kendinizden bahseder misiniz?

Gazi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Fakültesi mezunuyum. 1991-1996 yılları arasında Ankara Üniversitesi Kastamonu MYO İktisadi ve İdari Programı’nda öğretim görevlisi ve bölüm başkanlığı yaptım. 1996-2001 yılları arasında Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nda Avrupa Birliği Koordinasyon Dairesi Başkanlığı ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı şube müdürü olarak görev aldım. Temmuz 2001 ve Ağustos 2003 tarihleri arasında UND Ankara Bölge Temsilciliği yaptım, sonrasında UND İcra Kurulu Üyesi, İcra Kurulu Başkan Yardımcılığı ve Haziran 2006 – Haziran 2012 yılları arasında ise UND İcra Kurulu Başkanlığı görevlerinde bulundum. 2012-2014 yılları arasında taşımacılık ve lojistik sektöründe yönetim danışmanlığı yaptım, Ekim 2014 ile Mayıs 2017 arasında Hatay Ro-Ro Kombine Taşımacılık A.Ş. Genel Müdürlüğü görevini üstlendim. Temmuz 2017’den bu yana da SGS TransitNet Genel Müdürlüğü görevini yürütüyorum.

  • Turizm okudunuz fakat lojistik işini tercih ettiniz. Bu sektörü tercih etme sebebiniz neydi? Bu süreç nasıl gelişti?                      Türkiye’nin belki de ilk dört yıllık turizm fakültesinden mezunum. Turizm işletmeciliği ve otel yönetimi üzerine eğitim aldım. Mezun olduktan sonra turizm sektörüne girmeyi düşünmedim. Sakin ve düzenli bir yaşamım olmasını istediğimden başka bir yöne doğru uzmanlaşmaya karar verdim. O sırada da Ankara Üniversitesi’nin açmış olduğu kadro sınavını kazandım ve öğretim görevlisi oldum. Kastamonu MYO İktisadi ve İdari Programlarında öğretim görevlisi olarak başladım daha sonrasında Bölüm Başkanlığı yaptım.

Yedi sene bu şekilde çalıştım. Sonrasında özel sebeplerle tekrar Ankara’ya dönmem gerekti. O dönemde Ulaştırma Bakanlığı’na geçiş yaptım. Burada göreve başlarken de beni Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü’ne yerleştirmek istediler. Ama ben taşımacılık sektöründe çalışmak istemediğimi söyledim. Avrupa Birliği Koordinasyon Dairesi’nde şube müdürü olarak göreve başladım daha sonrasında dış ilişkilerde çalıştım. Fakat 2001 yılında artık kamudan ayrılmam gerektiğini hissettim. Yine o dönemde de Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) yeni yapılanmaya gidiyordu, başvuruda bulundum ve başvurumu olumlu değerlendirdiler. UND Ankara temsilcisi olarak göreve başladım. İki buçuk sene sonra da UND İstanbul’a İcra Kurulu Üyesi olarak geldim, devamında da İcra Kurulu Başkan Yardımcısı oldum. Sonrasında altı buçuk sene İcra Kurulu Başkanlığı görevini yürüttüm. Yaklaşık 12 yıl UND’de hizmette bulundum. Bu sayede de lojistik sektörüne girmiş oldum. Sektör içerisinde hem eğitmenlik yaptım hem de UND’de aktif görevlerimi yerine getirdim.

Devamında iki seneye yakın bir lojistik şirketinin genel müdürlüğünü yaptım. Danışmanlık yaptım. 2012 yılında Suriye kapımız kapandıktan sonra Ortadoğu taşımaları Ekonomi Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı’nın desteğiyle sadece Ro-Ro ile yapılmaya başlanmıştı. O dönemde birkaç tane Ro-Ro firması Türkiye’de faaliyet gösterdi ama istenilen verimi elde edemediler. Sonuçta o bölgenin nakliyecileri kendi çözümünü kendileri bulmaya karar verdiler. Hatay Ro-Ro Kombine Taşımacılık İşletmeciliğini kurdular. Benim de geçmişte UND deniz tecrübem olduğu için bana gelip bu işin başına geçer misin dediler. Üç yıl Hatay Ro-Ro’yu sıfırdan başlattık, hatta çok zorluklarla karşılaştık. Sonra gemi satın alımına gittik. Şu an da kendi gemilerini kullanıyorlar. Üç yıl orada ciddi bir emek sarf ettik. Orada artık hat oturmuş durumdaydı, ayrılmaya karar verdim. O esnada da SGS TransitNet’ten bana bir teklif geldi. Zaten UND’deyken bir dönem SGS ile çalışmıştık. Böylelikle SGS TransitNet’de çalışmaya başladım. Sektörü çok seviyorum, herhalde başka bir sektörde bu kadar keyifli çalışamazdım.

  • SGS TransitNet hakkında bilgi alabilir miyiz?

SGS TransitNet, 2006 yılında faaliyete başlamıştır. 16 ayrı ülkede kendi teminatını kullanan ve alanında bu şekilde kapsamlı hizmet sunan ilk ve tek kuruluştur. SGS TransitNet olarak ulusal ve uluslararası tüm taşımalar için teminat veriyoruz. SGS TransitNet, AB ve Türkiye transit rejimlerinde T1/T2 ve TR beyanlarınızı, TIR ön bildirim beyanlarınızı ve ENS beyanlarınızı sunmanızı sağlayan web tabanlı bir uygulamadır. Şu anda 500’den fazla firma bizim müşterimiz, sistemimizi kullanıyorlar ve 16 ülkede bizzat SGS TransitNet olarak kendi teminatlarımızla varız. Bu sayede müşterilerimiz hem daha hızlı taşıma gerçekleştiriyorlar hem de maliyetlerde ciddi avantajlar elde ediyorlar.

  • İş modelinizi oluşturan ana faktörler nelerdir?

Bizim öncelikli hedefimiz firmaların bizim sistemimize giriş yapıp, sonrasında bizim kendilerine sunduğumuz ara yüz vasıtasıyla Avrupa’daki herhangi bir gümrüğe kendi beyanlarını kendileri açabilmelerine yönelik bir çalışma şekli oluşturmaktır. Yani biz öncelikle istiyoruz ki firma bu işi kendi içerisinde yapsın. Eğer ben buna eleman ayırmak istemiyorum denirse de o işi bizim buradaki ekibimiz üstleniyor. Bizim hem Avrupa yakasında hem de Anadolu yakasında ofisimiz var. Toplamda 45 kişilik bir ekibiz.

Taşımacı firma mail ortamında mala ve taşımaya ilişkin bütün belgelerini bize iletiyor. Bizim ara yüzümüz vasıtasıyla operasyondaki arkadaşlar o firmanın beyanını hazırlıyorlar, her şeyi kontrol ettikten sonra gümrüğe sunuyorlar ve tescili yapılıyor. Her şey elektronik ortamda gümrük memurunun ekranına düşüyor. Kontrol yapıldıktan sonra, onay veriliyor ve araç yola çıkıyor. Dolayısıyla taşımalarda kullanılan bütün transit işlemlerini tamamen elektronik ortamda yapar hale gelmiş durumdayız. Devamında da bu beyan karşı gümrüğe sunulduğunda vergilerin belirlenip ve ödenip o beyanın kapatılması gerekiyor. Yani herhangi bir vergi borcu yoktur, bu taşıma sonlanmıştır bilgisinin doğrulanması gerekiyor. Bunun için de bünyemizde risk yönetim bölümümüz var. Bu bölümdeki ekip arkadaşlarımız tüm bu beyanların kapanışlarını kontrol ediyorlar. Bu beyanlar kapandıkça bizim gümrüğe sunduğumuz teminat miktarımız tekrar eski haline geliyor.

  • Uluslararası uzmanlardan oluşan ekibinizin, dünyanın her yerinde ve her sektörde, işin daha hızlı, kolay verimli olmasını sağlamak amacıyla üreteceği özel çözümler var. Bize ekibinizden bahseder misiniz?

Gerek operasyonel ve pazarlama faaliyetleri gerekse oluşturulan beyanların takibi için ayrı ayrı hizmet veren profesyonel bir ekibimiz var. Belirli bir tecrübeye sahip ekip, hizmet kalitesini arttıran en önemli etkenlerden biridir. Biz de SGS TransitNet olarak hem yurt içinde hem de yurt dışındaki ofislerde personellerimizle sürekliliği sağlama çabasındayız. Bu sayede sistemimizi kullanan taşımacı firmalar bilgili ve tecrübeli bir ekibin desteğini daima yanlarında hissetmekte ve bunun güveni ile taşımalarını gerçekleştirmektedirler.

İşin mutfağı diyebileceğim operasyon bölümünün dışında beyanların takibi ve kapatılmasını, kontrolünü sağlayan Risk Kontrol ve Risk Yönetim Bölümleri ve bir de Pazarlama Bölümümüz var. Hepsi de işini son derece iyi yapan genç insanlar.

  • Lojistik sektörü 2017’de nasıl bir yıl geçirdi ve 2018 yılında ne kadar ilerleme kaydetti?

Sektör günden güne daha da ileriye gidiyor ve gidecek de. Dünyadaki gelişmelerin anında etki ettiği bir sektör olması sebebiyle AB veya diğer bölgelerde oluşan krizler ve/veya sorunlar sektörü de tabii ki etkiliyor. Artık lojistikte çok daha ileri teknolojiler ve yapılanma ön planda. Hizmet ve hız giderek önem kazanıyor. Genel olarak ihracatımızda gözle görülür bir ilerleme yaşanmakla birlikte ithalat istenilen seviyede olmadı. Tabii bunun da çeşitli sebepleri var.

  • Global ticaretin özellikle Güneydoğu Avrupa-Afrika-Kafkaslar ve Ortadoğu’da hedef pazara doğru yönelmesi, Türkiye’nin de bu bölgenin ortasında yer alması Türk lojistik sektörünün gelişmesi için hangi cazip fırsatları sunuyor?

Türkiye sahip olduğu bu doğal konumun çok iyi farkında olmalı ve bunu iyi değerlendirmelidir. Dediğiniz gibi Kuzey – Güney ve Batı – Doğu eksenlerinde her noktaya ulaşmak için Türkiye’yi kullanmak durumundasınız. Bunun için iyi bir yapılanma, lojistik planlama ve çeşitli desteklerle vazgeçilmez hale gelinmesi mümkündür.

  • Bu noktada Dünyayı saran Endüstri 4.0’ın etkilerini yakından takip etmek gerekiyor diye düşünüyorum. Sizin Endüstri 4.0 hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

Çağımız artık bunu gerektiriyor. Geçmiş dönemdeki sanayi gelişmelerinde olduğu gibi geriden değil, aynı paralellikte ilerlememiz gerekiyor diye düşünmekteyim. Bunun için yatırımlardan ve araştırmalardan kaçınılmaması gerekir.

  • Dijitalleşme sektörlere çok fazla fırsat yaratıyor ama bunun bir de diğer tarafı var. Sektöre oluşturacağı tehditlerden de bahsedelim mi?

Sektörden ziyade belki işgücü açısından azalmaya yol açabilir. Ancak dijitalleşmeyi çok iyi yönetecek kalifiye kişilere ihtiyaç olduğu da bir gerçek.

  • Lojistik sektörü bir süredir çeşitli devlet desteklerinden yararlanıyor. Peki destek yeterli mi?

Bu desteklerin Türkiye genelinden ayrı değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyorum. Biraz önce de belirttiğim gibi dünya standartlarında Lojistik Köy ihtiyacımız var. Bunun için öncelikle çok iyi bir Master Plan çalışması yapılmalı. Sektörde yapılacak ilerlemeler için Etki Analizleri yapılmalı. Tüm bunlar çeşitli yatırımlara bağlıdır. Bunun için lojistik sektörü her yönüyle değerlendirilmeli ve ortaya çıkacak ihtiyaçlara göre destekler belirlenmelidir.