“İNSANIMIZIN YAŞAM STANDARTLARINI YÜKSELTİYORUZ”

0
577

Ekonomik gelişim için önce insan ve çevre” anlayışıyla faaliyet gösteren Halk GYO’nun Genel Müdürü Dr. Feyzullah YETGİN, Türkiye’de emlak sektörüne dair kapsamlı bir değerlendirmede bulundu.”

 

-Sizi biraz tanıyabilir miyiz?-

1970 yılında İstanbul’da doğdum. Lisans eğitimimi İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nde tamamladım. Sonrasında aynı üniversitenin Çalışma Ekonomisi Bölümü’nde “Türkiye’de Leasing ve İstihdam” konulu tezimle yüksek lisans derecemi aldım. 2002 yılında Gayrimenkul Yatırım Ortaklıklarının Performans Değerlemesi ve Türkiye Uygulaması konulu tez çalışmam ile Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü Bankacılık Anabilim dalında doktoramı tamamlayarak Finans Anabilim dalında Doçent unvanı kazandım. İş hayatına 1989 yılında Kale Kimya’da başladım. Yıllar boyunca farklı leasing şirketlerinde yöneticilik yaptım. 2003-2009 yılları arasında T.C. Başbakanlık TOKİ iştiraki Emlak Konut GYO’da Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyeliğini üstlendim. Temmuz 2016 tarihinden bu yana da Halk GYO’nun Genel Müdürlüğü görevini sürdürüyorum. Profesyonel kariyerimin yanında akademik çalışmalarımı da sürdürüyorum. 2004-2010 yılları arasında, Kadir Has Üniversitesi’nde Finans ve Bankacılık Yüksek Lisans programında “Mortgage ve Seküritizasyon” ve Gayrimenkul MBA programında “Gayrimenkule Dayalı Finansal Enstrümanlar” derslerini verdim. Son olarak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği’nin (GYODER) yeni dönem Başkanı seçildim. Sorumluluğu hayli yüksek olan GYODER Başkanlığı görevimi heyecanla yerine getireceğim.

 

-Halk Gayrimenkul Yatırım Ortaklığının kuruluş öyküsü nedir?-

Halk GYO’nun kuruluş öyküsü, Türkiye’nin gelecek vizyonuna denk düşen bir atılım hamlesidir. 2010 yılında Halkbank’ın bağlı ortaklığı olarak 477 milyon TL sermaye ile kurulduk. Kurulduğumuz günden beri sürekli kâr ederek gelişen Türkiye ekonomisinin lokomotifi haline gelen gayrimenkul sektörüne değer katmayı ve yatırımcılara cazip projeler sunmayı amaçladık. O günden beri parçası olduğumuz projelerle sürekli katma değer üreterek 2017 yılının ilk çeyreğinde özkaynaklarımızı 1 milyar 641 milyon TL’ye taşıyarak yılın ilk üç ayında 11 milyon TL net kâr elde ettik.

Gayrimenkul projelerine yaptığımız yatırımlar, kuruluşumuzdan bu yana Türkiye’nin çehresini değiştirmeye devam ediyor. Yedi yıllık öykümüzde, şeffaf yönetim anlayışımız sayesinde paydaşlarımıza en güvenilir hizmeti vererek yatırımcılar tarafından en çok tercih edilen kurumlardan biri haline geldik. Onuncu kuruluş yılımıza doğru ilerlerken gayrimenkul sektörünü Türkiye ekonomisinin kaldıracı haline getirecek projelerle ülkemizin gelişimine olan katkılarımızı en yüksek seviyeye taşıyacağız.

Temel misyonumuz, paydaşlarımızın yatırımlarını “doğru lokasyonda doğru proje” anlayışıyla geliştirerek onlara katma değer yaratmak. Portföyümüzü nitelikli ofis, otel ve konut projeleriyle sürekli geliştiriyor, gayrimenkul sektörünün itibarına katkıda bulunuyoruz. Ülkemizi 2023 hedeflerine taşıyacak ekonomik hareketliliğin bir parçası olarak şehirlerin kalbinde modern kent kültürünü inşa ediyor, yaşadığımız alanları güzelleştiriyor bu yolla insanımızın yaşam standartlarını yükseltiyoruz.

 

-İstanbul’un seçkin semtlerinde, arsa değeri yüksek lokasyonlarda yapı faaliyetleri yürüttüğünüzü görüyoruz. Müşteri profiliniz genel olarak hangi kesimlerden oluşur?-

Farklı ihtiyaçlara yönelik hayata geçirdiğimiz her projemiz, kente değer katıyor. Projelerimizin müşteri profili olarak zengin bir yelpazede karşılık bulması da bizleri ayrıca sevindiriyor. Projelerimizin her biri yükseldiği bölgedeki, cazibe merkezlerine dönüşürken ülkemizin de marka değerini artırıyor. Türkiye’nin önde gelen finans kurumlarını bir araya getirecek,  tamamlandığında binlerce kişiye yeni iş imkânı sağlayacak, İstanbul’un küresel finans merkezi olması vizyonuyla geliştirilen, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi projesi daha çok iş dünyasını hedefliyor. Konut projelerimizden İstanbul Sancaktepe’de “Mutluluk Evinizden Başlar” sloganıyla yükselen Bizimtepe Aydos ve “Şehrin Gözdesi” sloganıyla Erzurum’a yeni bir soluk getiren Şehristan Konutları ise toplumun her kesimine uygun özellikler taşıyor. Bunların yanında ilk konut projelerimizden Eskişehir merkezli Panorama Plus ile İstanbul merkezli Referans Bakırköy de şehrin merkezinde güvenli, yeşil, modern bir kent yaşamı sürmek isteyen herkese hitap ediyor.

 

-Büyükşehirlerde, özellikle de İstanbul’da, bazı yapıların, insanların yaşam alanlarına ve doğaya zarar verdiklerini görüyoruz. Siz, faaliyetlerinizde bu duruma dikkat ediyor musunuz?-

Hızla artan nüfusun aynı yerlerde kümelenmesi beraberinde çevre kirliliği, enerji kaynaklarının hızlı tükenmesi, trafik sorunu gibi şehirde yaşamayı güçleştiren sorunlar getiriyor. Bu noktada şehirlerin ihtiyaçlarını rasyonel bir şekilde belirleyip o doğrultuda projeler üretmek çok önemli. Biz Halk GYO olarak faaliyetlerimize başladığımız ilk günden beri yeni tüketicinin değişen beklentilerinin nabzını tutuyoruz. Bizim parçası olduğumuz gayrimenkul projeleri, toplu ulaşım imkânları, okul, sağlık, alışveriş merkezi ve iş alanlarına yakın konumlarının yanı sıra çevreci özellikleriyle de içinde yaşadığımız dünyaya saygı ile hayata geçiyor.

 

Her ne iş yaparsak yapalım, ayakta kalabilmek için doğayı gözeten sürdürülebilir yöntemleri, yenilenebilir kaynakları, yaşam alanlarına ve insana dair kaygıları canlı tutmak durumundayız. Projelerimizin bulunduğu bölgelerin beklenti ve ihtiyaçlarını ele alarak, mimari açıdan donanımlı, modern ve ikonik tasarıma sahip, geniş yeşil alanı bulunan, çevreye duyarlı yapıları hayata geçiriyoruz. Portföyümüzde yer alan projelerimiz Uluslararası Yeşil Bina “LEED” sertifikası sahibi veya sertifika adayıdır. Ekonomik gelişim için önce insan ve çevre diyoruz.

-Dünya ve Türkiye, son yıllarda ciddi ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kaldı. Fakat Türkiye’de emlak piyasasının, canlılığından bir şey kaybetmediği görülüyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?-

Türkiye ve dünyada son yıllarda yaşanan siyasi krizler, terör saldırıları, ekonomik durgunluk devri ne yazık ki tüm sektörlere sirayet ediyor. Bilhassa 2016 yılında yaşadıklarımız son derece zorlu bir süreçle karşı karşıya kalmamıza neden oldu. Ancak milletimizin derin vatan sevgisi ve çalışma azmi ile bu günleri geride bırakmayı başardık. Hatta bu süreçten daha güçlü bir şekilde çıkmayı başardığımızı da gururla ifade etmek isterim.

Ekonomimizin güçlü altyapısı ve son yıllarda ülkemize hâkim olan istikrar ortamı sayesinde 3. Köprü, 3. Havalimanı, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi gibi Cumhuriyet tarihinin en büyük projeleri yapılıyor. Bu projeler sosyal hayata kattığı değerle refah düzeyimizi de artırıyor. Halk GYO olarak yaptığımız işlerle gayrimenkul sektörünün güçlü ve canlı kalmasına biz de elimizden gelen desteği veriyoruz. Kârımızı ve özkaynak zenginliğimizi sürekli artırarak Türkiye’nin gelişimine katkı sunmayı sürdürüyoruz.

TÜİK verilerine baktığımızda, konut satışlarının Nisan 2017’de bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,6 oranında artış göstererek 114 bin 446 adete ulaştığını görüyoruz. Mart 2017’de bir önceki yıla göre yüzde 10’luk bir artış yaşanmıştı. Bu veriler, sektörümüz sahip olduğu dinamizmi ortaya koyuyor. Ayrıca yabancı yatırımcıların da Türkiye’ye ilgileri sürüyor. Yine TÜİK’e göre yabancılara yapılan konut satışlarında da belirgin bir artış söz konusu. Nisan ayında yabancılara yapılan konut satışları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 2,7 artış göstererek 1.624 adet oldu.  Bu olumlu tablonun süreceğini ve gayrimenkul piyasasının Türkiye ekonomisine değer katmaya devam edeceğine inanıyoruz.

 

-Türkiye’de çok sayıda dar gelirli, kısık bütçeli vatandaş var. Emlak sahibi olmak isteyen dar gelirli vatandaşlarımıza tavsiyeleriniz ne olur?-

Tasarruflarını birikime dönüştürmeyi başaran vatandaşlarımız uzun yıllar boyunca çalışarak oluşturdukları birikimleri doğru projelerle değerlendirerek bir ev sahibi olma hayali kuruyor. Bu noktada onları doğru yönlendirecek bir danışmanlık hizmetine ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum. Biz bu süreçte konut projelerimiz için bize ulaşan tüm müşterilerimize uygun ödeme seçenekleri sunmaya ve satış ekibimiz tarafından detaylı bilgilendirme yapılmasına özen gösteriyoruz.

Bu konuda geçtiğimiz yıl GYODER’in başlattığı Gayrimenkulde Güç Birliği Daha Güçlü Türkiye kampanyası son derece başarılı oldu. Kampanya kapsamında GYODER üyesi 49 firmaya ait 122 proje içinden 60 bin konut ve 3 bin 200 ofis önemli avantajlarla satışa sunuldu. Kampanya sayesinde birikimlerini uygun fiyatlı doğru projelere aktarmak isteyen vatandaşlarımıza önemli bir fırsat doğdu. Sadece iki ay gibi kısa bir sürede tükenen konutların yüzde 32’si sadece yüzde 0.70 faiz oranı ile satıldı.

 

-Türkiye’nin, inşaat sektöründe son dönemde ciddi ivme kazandığı söylenir. Türk şirketlerinin, bilhassa Orta Doğu’da ciddi inşaat faaliyetlerine giriştiği görülüyor. Emlak sektörünün, Türk ekonomisindeki yerini nasıl değerlendirirsiniz?-

Emlak sektörü özellikle 2000’li yıllarla birlikte gelişen Türkiye’nin katma değer üreten en güçlü sektörlerinden birine dönüştü. TÜİK verilerine göre ülkemizin 2016 yılsonu itibarıyla büyüme rakamlarına baktığımızda inşaat sektörünün ekonomimiz için taşıdığı değeri görüyoruz. Gayrisafi yurtiçi hasılayı oluşturan faaliyetler incelendiğinde; sanayi, tarım, hizmet gibi sektörleri geride bırakan inşaat sektörünün toplam katma değerinin 2016 yılında yüzde 7,2 oranında artış gösterdiği görülüyor. İnşaat sektörünün bu yükseliş trendini 2017 yılsonunda da sürdüreceğini öngörüyoruz. 2017 yılı bütçesinde kamu yatırımlarının yüzde 25 artışla 80 milyar TL’ye ulaşması inşaat sektörünü destekleyecek. Ayrıca, artan konut kampanyaları, bankaların kolay ödeme seçenekli konut kredileri, düşük faiz oranları, konut alımlarında KDV indirimine devam edilmesi gibi faktörler de sektörümüzü ileri taşımaya devam edecek.  Tüm bunların yanında ülkemizin doğusunda ve ülke aşırı yürütülen bölgesel projeler de bulunuyor. Ortadoğu coğrafyası yüksek alım gücü ve kurduğumuz iyi ilişkiler itibarıyla Türk ortaklı veya doğrudan Türklerin yürüttüğü gayrimenkul projelerinin yükseldiği bölgelerden biri oldu. Biz bu durumu son derece sevindirici bir gelişme olarak yorumluyoruz. Ortadoğu ülkeleri ile aramızdaki ekonomik ilişkiler Türkiye’nin de Körfez yatırımcısı tarafından tercih edilirliğini artırıyor. Bu bölgelerde gerçekleşen gayrimenkul fuarlarına karşılıklı olarak katılıyor ve yeni işbirliklerinin kurulması yönünde adımlar atıyoruz.

 

-Halk Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş.nin, önümüzdeki dönemden beklentileri ve hedefleri nelerdir?-

Ticari mülk ağırlıklı zengin portföyümüzden elde ettiğimiz düzenli gelir ile istikrarlı bir şekilde büyüyoruz. Türkiye’nin içinde bulunduğu istikrar ortamı, ekonomik seferberlik atmosferi ve reformlar bizlerin de gelecek hedef ve beklentilerini şekillendiriyor. 2016 yılında temelleri atılan İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Projesi’nin en büyük paydaşlarından biriyiz. Kısa vadeli planlarımız içinde bu projenin en yakın zamanda yükselmesini takip etmek var. Tamamlandığında binlerce kişiye iş imkânı sağlayacak ve ülkemizin marka değerini yükseltecek İFM Projesi ile Türkiye’nin aydınlık geleceğine değerli bir katkı sağlayacağız. Doğru lokasyonda doğru proje stratejimize uygun olarak sürekli kar üreten ve karını paydaşları ile paylaşarak, yarattığımız sosyal ve ekonomik değeri sürekli artıracak yatırımlara hız kesmeden devam edeceğiz.