Meyhane kültürü devam etmeli

0
806

Birinci Meyhane işletmecisi Sayın Atilla Avcı önce kendinizden ve meslek hayatınızdan bahsedebilir misiniz?

1985 yılında başladım ve tam 30 senedir mesleğimi çok severek yapıyorum. Tesadüfler sonucu girdim bu mesleğe ve başladıktan 2 sene sonra benim için gerçekten biçilmiş kaftan olduğunu gördüm. Burası sanki benim kendi evim, aslında işlettiğim bütün mekanlar için öyle. Misafirlerim geliyor ve ben misafirlerimi ağırlıyorum, yemekler yediriyorum, onların buradan mutlu ayrılmasını sağlıyorum. Yemek yemek insana çok haz veren ve çok önemli duygudur.

Peki meyhane işletmeye ne zaman karar verdiniz ya da size o kararı aldıran neydi?

Bu mesleği çok sevdiğimi fark ettiğim zaman, yani işin tam benlik bir iş olduğunu anladığım zaman, artık bu yolda yürümeye başladım. Öyle çok yaşamsal anlamda verilmiş bir karar yok. Belki de hayat sürükledi beni bu yöne doğru…

Birinci Meyhanenin kuruluş ve gelişim hikayesini anlatır mısınız?

Birinci Meyhane aslında çok yeni bir yer daha 1,5 aylık bir mekanız biz burada. Daha önce buradaki tüm arkadaşlarla beraber işlettiğimiz başka bir yer vardı. Oradaki bir takım sorunlar bizi başka bir arayışa itti ve 1,5 ay önce burayı açtık. Çok güzel bir mekan oldu çokta keyifli gidiyor. Bu yazıyı okuyan herkesi bekleriz.

Birinci Meyhaneyi etraftaki ve İstanbul’da ki diğer meyhaneden ayıran özellikler nelerdir?

Aslında çok fazla özellik yok. Sonuçta Nevizade’nin içindeyiz, burada yemekler aynı menülerle çok benzer birbirine, fava her yerde fava, otlar yine her yerde Ege otları, deniz mahsulü aynı ama biz lezzet olarak bir adım daha ileride olduğumuzu düşünüyoruz. Çok sıcak bir ortamımız ve çok güzel bir servisimiz var. Bunlarda yeterlidir sanırım.

Peki buraya gelen müşteri profilinden bahseder misiniz?

Burası çok yeni bir yer olduğu için buraya kimler gelir, bizim 30 senelik bir müşteri portföyümüz var, sağ olsunlar bizi hiç yalnız bırakmıyorlar ve gittiğim yerleri hep takip ediyorlar. Buraya da böyle bir ilgi var. Ama genel olarak daha çok beyaz yakalılar diyebiliriz, avukatlar, doktorlar, sanatçılar, gazeteciler, iş adamları var. Yani şöyle söyleyebilirim ki yemeği içmeyi bilen, yediği şeyden keyif alan, iyi bir servis bekleyen, sıcak bir ilgi bekleyen bir kesim var.

Müşterilerinizin sizden yemek dışında beklentileri neler?

Sadece yemek içmek dışında güzel bir ortam istiyorlar, sohbet etmeye gelmişse sohbet etmek için bir ortam istiyor. Eğlenmek için gelmişse eğleneceği bir ortam istiyor. Genel olarak söylüyorum tabi sonuçta bu tarz bir yere gelen herkes iyi bir yemek, iyi bir servisin dışında rahat oturabileceği, kendisi ile aynı ayarda insanlar görmek ister, rahatsız edilmeden yemeğini ve içkisini almak ister. Biz haftada 3 gün fasılda yapıyoruz burada. Çok fazla kulak tırmalamayan, sohbet etmeyi engellemeyen  bir müzik yapıyoruz. O yüzden şu ana kadar aldığımız geri dönüşlerin hepsi herkesin buradan memnun ayrıldığı yönünde.

Ayrıca senelerdir bu işte çalışmış profesyonel bir ekibimiz var. Hem mutfak olarak hem servis olarak tabi ki burada temizlik çok ön plana çıkıyor. Biz bu anlamda çok hijyen bir noktayız diyebiliyorum. Günün her saati misafirlerimi mutfağa indirip kontrol etmelerini sağlayabiliyorum. Bu açıdan da özel bir mekanız diyebilirim.

30 yıldır bu mesleği yapıyorum dediniz, mesleğe yeni başladığınız zaman ile şu an ki meyhaneciliği kıyaslayabilir misiniz?

Aslında ben çokta eski sayılmam. İstanbul’da benden çok daha eski meyhane işletmecileri var. Tatlar belki daha farklılaştı, daha güzelleşti ama belli şeylerde yok olmaya doğru gidiyor. Mesela artık lakerda ve çiroz bulamayacağız gibi, tarama neredeyse bitti gibi. Yeni ustalarda peşi sıra pek gelmiyor. Sanıyorum yemek kültüründe bir takım değişiklikler yaşanacak. Bazı eski mezeleri bulmak artık zorlaşmaya başlıyor. Eskiden meyhanelerde şöyle bir şey vardı; insanlar sadece sohbet etmeye yemek yemeğe gelirdi ve meyhanelerde bizimde uygulamak istediğimiz ama maalesef yapamıyoruz çünkü herkesin bakışı ve yemek üslubu çok farklı, mesela eskiden meyhanelerde bir ara sıcak çıkar veya yeni bir meze… ve o tek tek bütün masalara servis edilirmiş ama ben bunun son demlerini yakaladım maalesef ama günümüzde böyle bir şey yapılamıyor. Aslında o yapılabilse mesela biraz Arnavut ciğeri çıkıyor herkese takdim ediyorsunuz, kalamar çıkartıyorsunuz herkese kalamarı takdim ediyorsunuz bu farklı bir özellik tabi. Ama günümüzde bu özellik maalesef bitiyor. Eskiden sadece sohbet etmeye gelinirdi, şimdi insanlar eğlenmeyi de kalkıp göbek atmayı da meyhane içinde bitirmek istiyorlar. Bu tabi meyhanelerin tadını kaçırıyor.

Ne tür müzikler çalıyorsunuz Birinci Meyhane’de?

Biz sadece Türk Sanat Müziği çalıyoruz. Hem dj olarak hem de canlı yaptığımız zamanda fasılı tercih ediyoruz ve sadece Türk Sanat Müziği yapıyoruz.

Biraz yemeklerden ve mezelerden bahsedelim, neler çıkarıyorsunuz?

Bizde 6-7 çeşit Ege otları var. Onun dışında 25 civarı soğuk meze var. Bu soğuk mezeleri deniz mahsulleri, baklagiller ve sebze olarak 3’e ayırabiliriz. Mesela levrek marin, soyalı uskumru, karides söğüş, çiroz, lakerda bunlar balıklı mezelerimizin bir kısmı. Baklagillerden fava, humus, sebze olarak patlıcan salata, bizim özel olarak yaptığımız acılı bir meze olan Rumeli. Giritli diye peynir ve baharatlardan oluşan bir meze. Görüntüsü Rus salatasını andıran ama aslında acılı, farklı bir meze…

Buraya gelenlerin mutlaka tatsız dediğiniz lezzetler hangileri?

Biraz önce saydıklarımın dışında çok güzel bir kalamar ızgara yapıyoruz daha sonra ahtapot ızgara yine önerdiğimiz mezelerdendir. Buradaki diğer meyhanelerden çok farklı bir şey yapmıyoruz ama kendimize özel fincan böreğimiz var ara sıcak olarak onun dışında balık ve et çeşitlerinin hepsi mevcut.

Meyhane dediğimiz zaman aklımıza hemen Nevizade gelir. Siz her zaman Nevizade’de miydiniz ? Nevizade’de olmak nasıl bir şey?

30 senedir Beyoğlu’ndaydım fakat farklı noktalarda çalıştım. 30 senenin 10 senesini Nevizade’de geçirdim.  Benim ilk bulunduğum yer 1992 yılında açıldı Nevizade’de o zaman biz Onuncu Meyhane olarak açtık biz orayı bu kadar yoğun bir meyhane sirkülasyonu yoktu ama zaman içinde yoğun bir artış göstermiş. Ama 2000’li yıllardan beri çok fazla uğradığım bir yer değildi Nevizade ama baya bir gelişmiş ciddi bir enflasyon yaşanmış bar ve meyhane anlamında. Biz halk olarak çok çabuk tüketen bir toplumuz ama Nevizade hala çok güzel.

Peki geleceğe yönelik başka bir projeniz var mı aklınızda Birinci Meyhane için veya kendiniz için yapmayı düşündüğünüz yeni projeler?

Şimdiye kadar 30 sene içinde 7-8 mekan yaptım böyle mekanları hazırlamakta ayrı bir keyif sunmakta hoşuma gidiyor her seferinde yeni bir çocuk doğuyor ve siz onu büyütüp belli bir noktaya getiriyorsunuz. İşin bu yanı da keyifli insanlara farklı mekanlar sunmak anlamında ama şu an farklı bir mekan yok ama burayı en iyi şekilde sunmak ve en iyi şekilde müşterilerimizi ağırlamak istiyoruz.

Meyhane kültürü ile ilgili genç nesle söylemek istedikleriniz var mı?

Bu olguyu yaşatmak lazım. Meyhane olgusu yavaş yavaş tükeniyor diye düşünüyorum. Hayat daha hızlı hareket ediyor ve gençler daha hareketli bir yapı istiyorlar tabi haklı olarak onlara göre 5-6 saat oturup yemek yemek zaman kaybı gibi geliyor ama bence bu olguyu yaşatsınlar diyorum.