Refah inşa edilmeden kültür, demokrasi ve hukuktan bahsedilemez…

0
596

‘’Her yerin kendine has doğal güzellikleri var, biz bunları kirletmezsek çevremiz güzel kalır. Ama şuanda ki güzellik çalışmaları 1970’li dönemlerdeki hızlı şehircilikte iyi imtihan veremediğimizi gösteriyor. Şehirlerimizi rehabilite ederek düzeltmeye çalışıyoruz.’’

Göreve ilk başladığınız yıllardan bahseder misiniz? O zamandan bu zamana belediye olarak nasıl bir gelişim süreci geçirdiniz?

1999 yılında Ceyhan Belediye Başkanı olarak göreve başladım. 15 yıl Ceyhan Belediye Başkalığı görevini yürüttüm. Daha sonra büyükşehir yasası çıktı ve 30 Mart 2014 tarihinden bugüne de Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görevime devam etmekteyim. Türkiye’nin şuanda en kıdemli Belediye Başkanlarından bir tanesiyim.

15 yıllık Ceyhan Belediyesinden edindiğim tecrübe ile Adana Büyükşehir Belediyesine yoğun bir şekilde iyileştirme programları uyguluyoruz. Belediyecilikte hep şunu savundum; Şehre güzel şeyler yapmadan önce yanlış yapmayacaksınız… Her yerin kendine has doğal güzellikleri var, biz bunları kirletmezsek çevremiz güzel kalır. Ama şuanda ki güzellik çalışmaları 1970’li dönemlerdeki hızlı şehircilikte iyi imtihan veremediğimizi gösteriyor. Şehirlerimizi rehabilite ederek düzeltmeye çalışıyoruz. Şehrin içerisinde doğru uygulamalar yaparak kentsel dönüşüm altyapısının önünü açmaya çalışıyoruz. Başka bir değişim konumuzda bütçemizi üç kat daha arttırdık. Büyükşehir Belediyesi olarak vilayette hiç kimsenin olmadığı yerlerde olduk. Kırsalda ve metropol merkezinde her zaman eşit ve adil davrandık. Coğrafyamızı kıymetlendirmek cumhuriyet nesli olarak borcumuzdur dedik. Yaşadığımız yeri değerli kılmak için fiziki alt ve üst yapıyı tamamlamak, refah toplumun önünü açmak bizim sorumluluğumuzdur anlayışı ile çalışmalar yaptık.

Şuan gündeminizde olan çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Şuanda yürütmekte olduğumuz birtakım projelerimiz mevcut. Türkiye’nin bir belediye bütçesi ile yapılan en önemli projesi ve Türkiye’nin beş büyük anıt köprüsünden biri olan Devlet Bahçeli Köprüsü’nü yapıyoruz. İstanbul’daki köprümüzden daha geniş bir köprü olacak, sadece Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden 10 metre kadar dar. Körfez Köprüsü’nün de neredeyse iki katı genişliğinde ve ondan biraz kısa, yani Türkiye’nin en büyük beş köprüsünden biri olarak hizmet verecek. Bunu bitirdiğimiz zaman cumhuriyet dönemine ait en önemli eserlerden birini bitirmiş olacağımızı düşünüyorum. Adana trafiğinin yükünü çekecek olan bu köprünün yapılması bizim için bir onurdur.

Bunun dışında yine Adana trafiğinde köklü çözümler yapan köprüler yaptık. Metro geçişinin hemen yanı başında 800 metre genişliğinde yaptığımız İkizler Köprüsü 15 Temmuz olaylarında Ankara Özel Harekât Daire Başkanlığı’nda şehit edilen 2 Adanalı Şehit Polis Ahmet ve Mehmet Oruç kardeşlerin adları verilerek açıldı.

Yine Seyhan Nehri’nin üzerinde yakında temelini atacağımız Girne Köprüsü Projemiz var. Şehrin içerisinde yol yenileme çalışmaları yürütüyoruz. Bu çalışmalar bizi ekonomik olarak zorluyor ama bütün zorluklara rağmen şehrimizin ulaşım kalitesini, fiziki alt yapısını hem iyileştiriyoruz, hem de güzelleştiriyoruz. Adnan Menderes Sahil Yolu Adana halkının iyi bildiği ve yapıldıktan sonra çok takdir ettiği bir proje. Projenin ana bölümünü bitirdik ama caddenin uzadığı bölümlerde rehabilitasyon ve yenileme çalışmaları devam ediyor. Kırsal kalkınmada Tufanbeyli’de 50 000 dönüm kapalı sistem sulamayı bitirdik. 25 000 dönümü de bu son bahara bitirmeyi hedefliyoruz. Bunlar şuanda bizim en önemli projelerimizdir. Bunun dışında çeşitli noktalarda farklı ölçeklerde çalışmalarımız devam ediyor.

Kente yapılacak yeni otogar projesiyle ilgili yeni otogarı 2018 yılı içerisinde biteceğini belirtmiştiniz. Son durum hakkında bilgi alabilir miyiz?

Yeni otogarda hedefimiz 2018 yılında projeyi bitirmekti. Ama tabi ki işe başlandığı zaman edilen itirazlar ve açılan mahkemeler sonucunda projemizin hızını yavaşlattı. Yeni otogar otoyolun hemen yanı başında ve eski otogara da yakın mesafede yer alıyor. Artık zaman değişti, ihtiyaçlar değişti, insanların bulunduğu mekânlara bakış açıları değişti. Bizde eskisini rehabilite etmenin çok pahalı olacağını düşünerek otoyola bağlantısı kolay olan 80 000 dönümlük bir arazide yeni otogarımızı projelendirdik.

Adana’nın raylı sistem ihtiyacı çözüldü mü? Bu konuda gündemde olan bir çalışmanız var mı?

Adana’nın raylı sistem ihtiyacı çözülmedi ve çözülmediği gibi geçmiş dönemin anaparası sabit kalmak üzere borç faizlerinden her yıl 250 milyon TL ödeme yapıyoruz. Türkiye’de bütün metro projelerini hükümet üstlendi. Hepsini kendi yaptırıyor. Ama biz bu konuda hükümetten bir destek alamadık. Projemizi henüz üstlenmedi ve gelecek ile ilgili planlamayı yapmadı. Bu konuda yeni dönemde Sayın Cumhurbaşkanımızın bu adaletsizliği gidereceği ümidini Adanalılar adına ifade etmek istiyorum. Adana halkının beklentisi budur.

‘’Hangi partiden göreve geldiğinin önemi yok, önemi olan halkın adamı olabilmek…’’

Adana Büyükşehir Belediyesi olarak uygulamaya koyduğunuz projelerle kent içi trafik sorununu büyük ölçüde rahatlatan hamleler yapıyorsunuz. Ana cadde ve bulvarları otoyol standartlarına kavuşturmak amacıyla asfaltlama çalışmalarını gece, gündüz sürdürüyor ve çalışmaları yerinde inceliyorsunuz. Şuanda çalışmalar nasıl gidiyor?

Özellikle sabah mesaisine geliş ve akşam mesaisinden dönüş zamanlarında İstanbul trafiği gibi diyemeyiz ama burada da trafiğin yoğun olduğu kısımlar oluyor. Bu konuda trafik mühendislerinin bize verdiği avantajlar ile kavşak düzenlemeleri ile ve ufak dokunuşlar ile çok önemli rahatlamaları tesis ettiğimiz gibi fiziki dokunuşlar ile de (alt geçitleri kapattık, yeni üst geçitler yaptık) Adana trafiğini rahatlatan çok önemli sonuçlar elde ettik.

İstanbul Marka ve Kariyer Zirvesi etkinlikleri kapsamında ilki gerçekleştirilen Türkiye Altın Marka Ödülleri sahipleri ile buluştu. Halk önünde oylamaya sunan ödül yarışmasında Yılın Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiniz. Neler söylemek istersiniz?

Şehrin Türkiye‘de cazibe merkezi olmasına gayret gösteriyoruz. Son Dönemde Adana tartışmalar ve kavgalar ile gündemde olan bir şehir olmaktan çıktı. Festivalleri ile karnavalları ile sanayi ve tarımda üretim artışları ile öne çıkan bir büyükşehir şekline geldi. Portakal Çiçeği Karnavalı dünya çapında ilgi görüyor. Amerika’dan, Avrupa’dan ve Yakın Doğu’dan gelen misafirlerimiz vardı. Bu da Adana için kazançtır ve şehrimiz önümüzdeki dönem potansiyeli ile büyüyecek, hem sanayide büyücek, hem de tarımda büyüyecek demektir. Adana’nın Avrupa standartlarında bir şehir olması mücadelesini veriyorum. Fiziki manada alt ve üst yapı hizmetlerimizi, içme suyu temizliği gibi rutin hizmetlerimizi yaparken de şehrin üretkenliği, refah toplumun bir parçası olan insanı ve kırsalı düşünerek çalışmalar yaptık. Refah içinde yaşayan mutlu insanların belediye başkanı olmanın ve en azından benden sonra göreve gelecek belediye başkanlarına zengin bir Adana bırakmanın ideali içindeyim.

Kırmızı Lale Film Festivali ile imzalanan kardeşlik ve iş birliği protokolünün ardından, Adana Film Festivalinin uluslararası özelliğinin sağlamlaştırılması yolunda önemli bir adım daha atılmış oldu. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Adana kültür ve sanat anlamında dönemimizde çok önemli mesafeler kaydetti. Türkiye’nin en büyük sinema festivaline Adana Film Festivali olarak biz ev sahipliği yapıyoruz. Adana Film Festivali önümüzdeki yıl 50. Yılını tamamlayacak. Hollanda da büyük bir Türk toplumu var. Parlamento da Türkler kendi partilerini kurdular ve mesafe kat ettiler. Bizde Kırmızı Lale ile entegrasyondan ve samimi ilişkilerden, Hollanda ile Türkiye arasındaki ilişkilere katkı koyan bir Türk toplumuyuz. Kırmızı Lale ağırlıkta olarak Hollanda da yaşayan Türk topluluğunun yapmış olduğu bir sinema festivalidir. Ama Hollanda’nın da önemli festivallerinden bir tanesi oldu. Tecrübemizi onlara aktaracağız, orada yaşayan Türkler aracılığı ile de Hollanda ile Türkiye’yi yeniden yakınlaştırıp, kültürün ve sanatın dili ile bu iş birliğinin daha verimli olduğunu göstereceğiz.

Başarılı bir belediye başkanısınız ve yaptıklarınız takdir ediliyor, bu başarınızı neye bağlıyorsunuz? Meslek seçme şansınız olsaydı yeniden belediye başkanı olmayı tercih eder miydiniz?

Belediye başkanlığı çok zor bir meslek ama yeniden olmak istemezdim diyemem.

Başarımın sırrı ise ülkeme ve insana olan inancımdır… Onlara olan bağlılığımdır. Üreten toplum kültürlü toplumdur. Üreten toplum zenginleştikçe eğitim çıtası yükselen toplumdur. Refahı inşa etmeden Kültür, demokrasi ve hukuktan bahsedemezsiniz.

Hizmetlerimde her zaman halkın taleplerine öncelik verdim. Hangi partiden göreve geldiğinin önemi yok, önemi olan halkın adamı olabilmek…