Eximbank’ın dünyadaki başarısı…

0
889

Türk Eximbank Genel Müdürü Sayın Hayrettin Kaplan ile Türk Eximbank’ın ihracatcılara sağladığı hizmet ve kolaylıkları konuştuk. Hayrettin Kaplan bizlere bankanın çalışmalarını rakamlar ve faaliyetleri ile açıklarken Türk ihracatçısının dünya üzerinde başarılı bir konuma gelmeleri için verdikleri uğraşları da anlattı.

Eximbank Genel Müdürü Sayın Hayrettin Kaplan, bize kendinizden ve kariyerinizden bahsedebilir misiniz?

1963 Mersin doğumluyum. Marmara Üniversitesi İktisat Bölümünü bitirdikten sonra 1987 yılında murakıp yardımcısı olarak göreve başladığım Hazine Müsteşarlığı Bankalar Yeminli Murakıplar Kurulunda, Bankalar Yeminli Baş Murakıplığına kadar yükseldim. Ayrıca bu dönemde, Boston Northeastern Üniversitesi’nden İktisat dalında Yüksek Lisans, Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü’nden ise Doktora derecelerimi aldım.

2000 yılında bankacılık sektörünün denetim tarafından, icra tarafına geçiş yaparak Türkiye Finans Katılım Bankası’nda Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışmaya başladım. 2006-2010 döneminde ise, aralarındaki ekonomik işbirliğini artırmak isteyen, Türkiye de dahil 11 ülke tarafından kurulan Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankası Başkanı olarak görev yaptım. Buradaki görev süremin tamamlanmasını takiben Ziraat Bankası’nda Yönetim Kurulu Üyesi olarak çalıştım. 2011 yılının Şubat ayında da Türk Eximbank’a Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak atandım. Bu tarihten itibaren de Türk Eximbank’ın ihracat sektörüne sağladığı finansman desteğinin, ihracatçılarımızın ihtiyaçları doğrultusunda çeşitlendirilmesi ve artırılması için yoğun bir çalışma ortamı içindeyim.

Türkiye’de ihracatın  finansmanında önemli bir yeri olan Türk Eximbank’ın kuruluş ve gelişim sürecini sizden dinleyebilir miyiz?

Türkiye’de dışa açık büyüme modelinin benimsendiği 1980 sonrası dönemde, ihracatın teşvik edilebilmesi amacıyla ihracatı kurumsal olarak destekleyecek bir oluşuma ihtiyaç duyulmuştur. Bu yeniden yapılanma süreci içinde ihracatın desteklenmesi görevi 1987 yılının Ağustos ayında kurulan ve 1988 yılında faaliyetlerine başlayan Türk Eximbank tarafından üstlenilmiştir. Banka, başlangıçta ağırlıklı olarak kısa vadeli ihracat finansmanı işlevini üstlenmiştir. Ayrıca, kurulduğu dönemde Türkiye’de yarım asırdır sözü edilen ama ekonominin yapısı nedeniyle hayata geçirilemeyen ihracat kredi sigortası uygulamasını da başlatmış ve ihracat kredi sigortasının ihracatçı açısından ne denli yararlı bir uygulama olduğunu kanıtlamıştır. İhracatçıların riskli pazarlara Türk Eximbank garantisinin arkasında olduğunu hissederek girmesini sağlamıştır. 1990’lı yıllarda ise proje kredisi niteliğindeki alıcı kredileri (uluslararası krediler) önem kazanmıştır. Rusya Federasyonu ve Orta-Batı Asya cumhuriyetlerine açılan krediler, Türk müteahhit ve ihracatçılarının bu geniş coğrafyada tanınmalarını sağlayarak, onlara yeni iş imkanları yaratmıştır.

Ancak, 2011 yılında göreve başladığımda Eximbank’ın ihracat sektörüne ihtiyaç duyduğu desteği sağlamaktan uzak kaldığı görülmekteydi. Bu çerçevede, yeni bir organizasyonel yapılanma ile Eximbank’ın üstündeki ölü tozunu silkeledik ve kadromuza yeni hedefler verdik. Bunların dışında ihracatçının sorunlarını çözecek isek onlarla bir araya gelerek sorunlarını yüz yüze dinleyeceğiz dedik. Çünkü daha önceki Eximbank anlayışına göre ihtiyacı olan ihracatçı nasıl olsa bizim ayağımıza gelir şeklinde bir yaklaşım vardı. Bu anlayışı değiştirmek için pazarlama bölümü oluşturduk. Biz bu süreçte ihracatçılarımız ile birebir görüşmelerimizin yanı sıra, ihracatçı birliklerimizle de bir araya geldik ve ürünlerimizi daha rahat ulaşılabilir hale getirdik. 2012 yılında da daha ileri bir adım atarak, ihracatçılarımıza daha yakın olmak için Genel Müdürlüğümüzü, ülkemiz ihracatının yarısını gerçekleştiren İstanbul’a taşıdık. Bu değişim sonrasında 2010 yılında ihracatçılarımıza toplam 8,5 milyar dolar nakdi kredi ve sigorta/garanti desteği veren Türk Eximbank’ı 2012 yılında 22 milyar dolar, 2014 yılında da 31 milyar doların üzerinde destek veren bir kurum haline dönüşmeyi başardık.

Bugün, Türk Eximbank kendi alanında Türkiye’yi bütün dünyada başarıyla temsil etmektedir. Ulusal bir banka olmasına rağmen, aradan geçen dönemde üstlendiği misyonu gereği uluslararası bir kimliğe de ulaşmıştır. Türk Eximbank, diğer ihracat kredi kuruluşlarının uygulamalarını takip edebilmek, işbirliği ve kurumlar arası etkileşimi sağlayabilmek adına ülkemizi ihracat kredileri ile ilgili OECD İhracat Kredileri ve Kredi Garantileri Grubu ile Katılımcılar Grubu, Uluslararası İhracat Kredi ve Yatırım Sigortası Kuruluşları Birliği – Berne Union ve Amman Birliği’nde temsil etmektedir. Ayrıca, Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası, MIGA (Çok Taraflı Yatırım Garanti Grubu), Uluslararası İslami Ticaretin Finansmanı Kuruluşu (ITFC) gibi uluslararası finans kurumlarıyla da yakın işbirliği içindedir. Bunlara ek olarak, çeşitli ülkelerdeki ihracat finansman kuruluşları ile müşterek-finansman ve müşterek-sigorta anlaşmaları imzalayarak, ihracatçılarımıza sağladığı imkanları artırma gayreti içerisindedir.

Türkiye’de ihracatın kurumsallaşmış tek asli teşvik unsuru olan Türk Eximbank’ın faaliyetleri hakkında bize neler söyleyebilirsiniz?

Türkiye’nin tek resmi ihracat kredi kuruluşu olan Türk Eximbank’ın amacı ülkemiz ihracatının geliştirilmesi, ihraç edilen mal ve hizmetlerin çeşitlendirilmesi, ihraç mallarına yeni pazarlar kazandırılması, ihracatçıların uluslararası ticarette paylarının artırılması ve girişimlerinde gerekli desteğin sağlanması, ihracatçılar ile yurt dışında faaliyet gösteren müteahhitler ve yatırımcılara uluslararası piyasalarda rekabet gücü ve güvence kazandırılması, yurt dışında yapılacak yatırımlar ile ihracat maksadına yönelik yatırım malları üretim ve satışının desteklenerek teşvik edilmesidir.

Bu amaca yönelik olarak, ihracatçılarımızın, döviz kazandırıcı hizmetler sektöründe faaliyet gösteren firmalarımızın ve yurt dışında faaliyet gösteren müteahhit ve yatırımcılarımızın bir yandan kredi programlarımız kapsamında finansman ihtiyaçları karşılanırken, diğer yandan ihracat kredi sigortası ve garantisi programları ile risksiz bir ortamda faaliyet göstermelerine, dolayısıyla rekabet güçlerinin artırılmasına imkan tanınmaktadır. Ayrıca, vadeli satış işlemlerini teşvik etmek ve bu yolla ihracat hacmini artırmak, yeni ve hedef pazarlara girilmesini kolaylaştırmak amacıyla vadeli ihracat alacakları iskonto da edilmektedir.

Kısa vadeli ihracat kredileri

Bu çerçevede, Türk Eximbank olarak ihracatın finansmanına yönelik kısa vadeli kredi kullandırmanın yanı sıra, değişik sektörlerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlanmış proje kredileri ve orta-uzun vadeli kredi programlarımız bulunmaktadır.

Kısa vadeli kredilerimiz içerisinde en önemli payı Merkez Bankası kaynaklı Reeskont Kredisi almaktadır. Piyasadaki en uygun maliyetli kredi olan Reeskont Kredisine ihracatçılarımızdan da yoğun bir talep bulunmaktadır. Son dönemde bu imkandan daha fazla firmamızı yararlandırabilmek amacıyla Merkez Bankası ile işbirliği içerisinde bazı yeni düzenlemeler gerçekleştirdik. Mart 2015 itibariyle faktoring firmaları aracılığıyla da Reeskont Kredisi kullandırmaya başladık. Böylece doğrudan bizim müşterimiz olmayan ihracatçılarımız da bu uygun maliyetli krediye ulaşma imkanına kavuştu. Buna ek olarak artık, döviz kazandırıcı hizmetlerle uğraşan firmalarımız da Reeskont Kredisi kullanabilecek.

Orta-uzun vadeli kredi imkanları artırılmakta                                                                                                                  

Orta-uzun vadeli ihracat kredilerimiz kapsamında ise ihracata yönelik üretim yapan firmalarımızın yeni ve kapasite artırımına yönelik yatırımları için 7 yıla kadar vadeli ihracata yönelik yatırım ve işletme sermayesi kredisi kullandırıyoruz. İlaveten, önümüzdeki dönemde katma değeri yüksek ihracatı finanse etme hedefimiz doğrultusunda uluslararası platformda Türk malı imajının yerleştirilmesine destek olmak amacıyla Marka Kredisini uygulamaya koyduk. Bu kredi ile yurt dışında ‘marka’ satın alacak ihracatçılarımızı 10 yıla kadar vadeli kredi imkanları ile destekleyeceğiz. Nitekim, Mart ayı içerisinde ülkemiz tekstil ve hazırgiyim sektörünün lider firmalarında birinin hazırgiyim sektöründe dünyanın tanınan bir markasını satın almasını, biz de 15 milyon Avroluk bir kredi ile destekledik. Firmalarımızın marka yatırımına olan ilgisi arttıkça bu kredinin daha da yüksek hacimlere ulaşacağına inanıyorum.

Alıcı kredileri çeşitlendirilerek kullandırım artırılıyor

Alıcı kredisi niteliğindeki Uluslararası Kredi Programlarımız ise, özellikle firmalarımızın iş yapmaktan çekindiği, ancak, taleplerin yüksek olduğu riskli ülkelerdeki alıcıların finansman ihtiyacının karşılanmasına cevap veren bir kredi programı olarak öne çıkmaktadır. Bu kapsamda, Türk müteahhitleri tarafından yurt dışında gerçekleştirilen projeler ile Türkiye’den gerçekleştirilecek mal ihracatına yönelik olarak yurt dışındaki alıcılara finansman sağlanmaktadır.

Alıcı kredisi niteliğindeki bu kredilerin artırılması amacıyla, kamu garantisinin yanı sıra banka garantisiyle de kredi kullandırılmasına yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Bu çerçevede, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya, Gürcistan, Azerbaycan, Belarus, Arnavutluk ve Moğolistan’da yerleşik 17 banka ile Afrika’da yerleşik çok uluslu bir bankaya toplam 800 milyon ABD Doları tutarında kredi limiti tahsis edilmiştir. Limit tahsis edilen bankalardan 6 tanesi ile rotatif bazda işleyecek ticaretin finansmanına yönelik kredi anlaşmaları da imzalanmıştır. Ayrıca, ihracatçı ve müteahhitlerimizin zor pazarlara girişini desteklemek için diğer ülke ihracat kredi kuruluşları ile üçüncü ülkelerde gerçekleştirilecek projelerde işbirliğine yönelik çalışmalarımız da devam etmektedir.

Sigorta güvencesi altında ihracat

Bildiğiniz gibi kredi sigortası programlarımızla da ihracatçılarımızın alacaklarını ticari ve politik risklere karşı güvence altına alarak, yeni ve riskli pazarlarda faaliyet göstermelerine imkan tanıyoruz. Türk Eximbank, Türkiye`de ilk kez ihracat kredi sigortası mekanizmasını uygulamaya koyan ve ihracatta sigorta bilincini yerleştiren kuruluş olarak karşımıza çıkmaktadır. İhracat kredi sigortası programları ile bugün 238 ülkeye yapılan ihracat, ithalatçı firma ve ithalatçının ülkesinden kaynaklanan ticari ve politik risklerden doğan zararlara karşı sigorta teminatı altına alınmaktadır.

Buna ek olarak, ihracatçıların yurt dışı alacaklarının yanı sıra, 2013 yılı sonundan başlayarak yurt içi alacaklarını da sigorta kapsamına almaya başladık. Böylece, ihracatçı firmalarımızın yurt içi alıcılarına yaptıkları satışlar da ticari risklere karşı güvence altına alınmakta ve bir bütün olarak alıcı riskinden arınmış bir faaliyet ortamı sağlanmaktadır.

Ayrıca, sigorta poliçelerini teminat olarak gösteren ihracatçılarımız Bankamızın Sevk Sonrası Reeskont Kredisi ve Poliçe/Akreditif İskonto Programlarından yararlanabildikleri gibi işbirliği anlaşmaları imzaladığımız diğer finans kuruluşlarından da finansman temin edebilmektedir. Halihazırda 18 banka ile anlaşmamız bulunmaktadır. Benzeri bir uygulamayı faktoring şirketleriyle yapmak için de çalışmalarımız devam etmekte.

Türk Eximbank, Dünya’da, nakdi kredi ve ihracat kredi sigortası/garantisi imkanlarını aynı çatı altında sunan az sayıdaki ihracat kredi kuruluşundan biridir. Bu sayede de ihracat sektörüne verdiği desteğin çerçevesini genişletmiş ve sunulan hizmetlerde bir bütünlük sağlamış durumdadır.

Şu an ulaştığınız kurumsal büyüklük nedir?

Son dört yıldır hızla büyüyoruz. 2015 yılının Nisan sonu itibariyle aktif büyüklüğümüz 2011 yılsonuna göre neredeyse 4 kat artarak 37 milyar TL’nı aştı. Burada en büyük etken aktiflerimizin halihazırda yüzde 96’sını oluşturan kullandırılan kredilerde aynı dönemde gerçekleştirilen 4,2 kat artış.

Doğal olarak kredileri artırmak için bu kredileri fonlayacak kaynaklarımızı da ciddi miktarda büyüttük. Bunu da kaldıraç oranımızı yükselterek sağladık. Borçlanmalar yoluyla sağladığımız kaynaklar 2010 yılında 1,8 milyar TL’den, Nisan 2015 sonu itibariyle 32 milyar TL’ye yaklaştı.

2015 yılı hedeflerimize gelirsek, yılsonu itibariyle aktiflerimizi 2014 yılına göre yüzde 21 oranında büyüterek yaklaşık 41 milyar TL’na yükseltilmesini planlıyoruz. Daha önce de belirttiğim gibi Nisan sonu itibariyle zaten 37 milyar TL’nı aştık. Kredilerimizin ise 2015 yılı sonu itibariyle yine aktifimizin %95’ini oluşturacağını öngörüyoruz.

2014 yılında ihracat sektörüne ciddi bir mali destek sağladınız. Rakamsal olarak bu desteğin boyutları nedir? Ayrıca 2015 sonunda bu anlamda kendinize koyduğunuz hedefi anlatabilir misiniz?

Bilindiği üzere, küresel kriz dünya genelinde eximbankların öneminin artmasına yol açmıştır. İhracatı krizden çıkmak için bir yol olarak gören ülkeler, eximbankları aracılığıyla sağladıkları desteklerle ihracatçılarının riskli sayılan ülkelerde de faaliyet göstermelerine imkân tanımaktadırlar. Böyle bir konjonktürde Türk Eximbank olarak biz de ihracatçılarımıza, döviz kazandırıcı faaliyetlerle uğraşan firmalarımıza ve yurt dışında faaliyet gösteren müteahhitlerimize sunduğumuz kredi ve alacak sigortası programlarımızı çeşitlendirmek ve sağlanan finansal desteği artırmak için yoğun bir çaba sarf etmekteyiz. Bu çerçevede, 2014 yılında 20,1 milyar dolar nakdi kredi ve 11 milyar dolar alacak sigortası olmak üzere bir önceki yıla göre yüzde 11’lik bir artışla toplam 31,1 milyar dolarlık finansman desteği sağladık.

Önümüzdeki dönemde ise küresel piyasalarda riskler hem gelişmiş, hem de gelişmekte olan ülkeler için daha da artacaktır. Dolayısıyla, ekonomik büyümenin sürdürülebilmesinde ihracat artışı kilit bir rol oynamaya devam edecektir. 2015 yılı hedeflerimizi belirlerken bu hususu göz önünde bulundurduk. Dolayısıyla, sunduğumuz toplam finansman desteğini yüzde 14 oranında artırarak, 21,7 milyar doları nakdi kredi, 13,7 milyar doları sigorta/garanti imkanı olmak üzere 35,4 milyar dolara yükseltmeyi hedefliyoruz. Böylelikle, 2015 yılsonu itibariyle kredi bakiyemizi de 13,7 milyar dolardan 16,9 milyar dolara yükseltebileceğiz.

Ayrıca, 2011 yılında Türkiye ihracatının yüzde 9’unu desteklerken, ihracatçılarımıza sağladığımız finansal destekte gerçekleştirdiğimiz artış sayesinde bu oranı 2014 yılı sonu itibariyle yüzde 19,7 gibi oldukça yüksek seviyeye taşıdığımız ortada. 2015 yılı itibariyle hedefimiz ise yüzde 20-21’lik bir seviyeyi yakalamak ve sonrasında bunu korumak.

Türk Eximbank, müşterisi olan şirketlerle nasıl bir diyalog geliştirmektedir? Süreç nasıl işliyor?

Daha önce de belirttiğim gibi, Türk Eximbank ülkemiz ihracatının arttırılmasında etkin rol oynayan bir ihracat kredi kuruluşudur. Dolayısıyla, mümkün olduğu ölçüde çok ihracatçımıza ulaşmayı amaçlıyoruz. Bu çerçevede de müşteri odaklılık anlayışı ile hareket ediyoruz. Dolasıyla, etkin bir pazarlama yaparak ihracatçı firmaların Bankamıza gelmesini beklemek yerine Bankamızın müşterisi olabilecek potansiyel firmaları tespit edip, bu firmaları ziyaret ediyoruz. Diğer yandan, ihracatçı firmaların üye oldukları ihracatçı birlikleri, ticaret ve sanayi odaları gibi kurumlarda sunum ve seminerler organize etmek suretiyle Bankamızı geniş ihracatçı kitlelerine tanıtımı amaçlı faaliyetlerde bulunuyoruz.

Ayrıca, kredi sigortası uygulamalarımız çerçevesinde sigorta müşterimiz olan firmalarımızı bölgelerine göre portföylere ayırdık. Portföy yönetim sistemi kapsamında da her firmaya bir müşteri temsilcisi atadık. Bu temsilci düzenli olarak firmalarını ziyaret etmekte ve taleplerine anında çözüm üretmektedir. Müşteri temsilciliği sistemi ile firmalarımız Eximbank bünyesinde kiminle irtibata geçileceğini bilmekte Bankamız ile firma yetkilisi böylelikle uzun soluklu iş ilişkisini sürdürebilmektedir. Ekim 2014 tarihinde ise sigorta işlemlerimizde internet şubesine geçilmiş olup, müşterilerin tüm işlemlerini ofislerinden takip etmelerine ve süreçlerin kısaltılmasına olanak sağlanmıştır. Kredi süreçlerinin internet ortamında gerçekleştirilmesine yönelik çalışmalarımız ise sürdürülmektedir.

Bunlara ek olarak, firmalarımızdan gelen talepler ile ekonomi ve iş dünyasındaki gelişmeleri dikkate alarak, ihracatçılarımızın ihtiyaçları doğrultusunda mevcut programlarımızda revizyonlar yaparken, yeni programlar da geliştiriyoruz. Kredi ve sigorta ürünlerimizin kullanımını kolaylaştırmaya ve bürokratik işlemleri azaltmaya yönelik düzenlemelerimizle de firmalarımızın Bankamız ürünlerinden azami derecede faydalanmalarının yolunu açıyoruz.

Türkiyede ihracatçıların yurt dışında karşılaştıkları en önemli finans ve sigorta problemleri nelerdir? Ülkemizde bu alanlarda yapılan çalışmalar ve düzenlemeler sizce yeterli mi?

Bildiğiniz gibi, ihracatçılarımızın en önemli hedefi, küresel piyasalarda rekabetçi koşullarla, en uygun maliyetle ve aynı zamanda risklerini en iyi şekilde yöneterek ihracatlarını arttırmak. Ancak, dünyanın krizde olduğu, özellikle de ihracatımızın en yoğun gerçekleştiği Avrupa bölgesinde ekonomik krizin süregeldiği günümüzde, ihracatçı firmalarımızın bu hedefleri yakalaması giderek zorlaşıyor.

Uluslararası krediler ile yeni ve daha riskli pazarlara açılma imkanı       

Bu kapsamda da, ihracatçılarımız diğer ülkelerdeki rakipleriyle mücadele edebilmek adına tüm dünyada gözüpek bir şekilde çaba göstermekte. Küresel kriz ile birlikte geleneksel ihracat pazarımız olan Avrupa Birliği’nde önemli talep düşüşleri yaşanmıştır. Bu kapsamda pazar çeşitliliğini sağlamak amacıyla ihracatçılarımız Orta Doğu, Kuzey ve Sahraaltı Afrika gibi son dönemde hem siyasi hem de güvenlik risklerinin yoğunlaştığı bölgelere yönelmiştir. Biz de ülkemizin tek ihracat kredi kuruluşu olarak ihracatçılarımızın bu bölgelerde alacaklarını teminat altına almak üzere hem sigorta, hem de kredi desteğimizi artırdık. Bu kapsamda Sahraaltı Afrika’da Etiyopya, Gana ve Senegal gibi ülkelerde Türk müteahhitlerinin üstlendiği projelere alıcı kredisi niteliğinde doğrudan kredi desteği sağlıyoruz. Bu sayede ihracatçılarımızın bu bölgede işverenlerinden hakedişlerini tahsil edememe sorununu bertaraf ederek daha rahat faaliyet göstermelerine destek oluyoruz.

Ancak aslına bakarsanız ihracatçılarımızın karşılaştığı en önemli sorun teminat sorunudur. Dünyada ihracat kredileri, yaygın ve bizden farklı olarak, ihracat kredi kuruluşlarının kredinin belli bir yüzdesine kadar sağladıkları garanti/sigorta kapsamında, özel bankaların doğrudan kredi verdiği bir yapıda, alıcılara veya alıcının ülkesine kullandırılmaktadır. Bizim uygulamamızın farklılaşmasının esas nedeni; tasarruf açığı veren bir ülke olarak, ticari bankalarımızın uzun vadeli risk alabileceği ve faiz oranlarının rekabetçi olabileceği kredibilitesi yüksek alıcı veya ülke bulamamalarından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla, ülkemizdeki tasarruf açığı sorunu çözülerek, özel bankalarımız gelişmiş ülkeler seviyesinde, rekabetçi oranlarda alıcı kredileri kullandırıncaya kadar, özellikle uzun vadeli finansman gerektiren inşaat-taahhüt projeleri ve sermaye malı ihracat işlemlerinin finansmanı, Eximbank’ın özel bankalara garanti ve sigorta sağladığı bir yapıdan ziyade, alıcıya doğrudan finansman sağladığı bir yapıda olmaya devam edecektir. Diğer yandan Türk firmalarının gelişmiş ülkelerdeki firmalar ile birlikte kazandıkları ihalelerde, gelişmiş ülkelerin ihracat destek kuruluşları ile işbirliği yaparak, uluslararası piyasalardan finanse edilen projelerde kullanılan Türk mal ve hizmetlerinin finansmanında kullanılan kredilere garanti vererek daha uygun şartlarda finansman sağlamaya çalışacağız.

Alacak sigortası ile risklerden arındırılmış bir ortamda çalışma olanağı

İhracatçılarımızın karşılaştığı diğer sorunlar arasında ise, uluslararası piyasalarda yeni müşteriler bulabilmek, mevcut pazar paylarını güvenli bir şekilde arttırabilmek, ticari ve politik riskler nedeniyle yurt dışı alacaklarını tahsil edememek ve çalıştıkları ülkeler ile bu ülkelerdeki alıcılar hakkında bilgi temini ve risklerini izleme konusunda yaşanan sıkıntılar sayılabilir.

Bu sorunların çözümünün anahtarı ise kredi sigortası programlarımız. İhracatçılarımız sigorta programlarımızın yarattığı teminat mekanizması ile riskten arınmış bir ortamda faaliyet gösterebilmekte, yeni ve tanımadıkları pazarlara açılmakta ve alıcılarına vadeli satış yaparak rekabet gücü kazanmaktadırlar. Bunlara ek olarak, alıcı firmalar ve ülkeleri hakkında risk analizi imkanına sahip olmayan ihracatçılarımıza bilgi sağlanmakta, bu anlamda onlara yeni çalışmaya başlayacakları müşteriler ve ülkeler için kılavuzluk edilmektedir.

Sigorta anlayışının geliştirilip yaygınlaştırılması için özellikle son yıllarda yoğun bir çaba içerisindeyiz. Ancak, halihazırda ulaştığımız düzeyi yeterli görmüyoruz. Bu nedenle de, sigortanın bilinirliğini artırmaya yönelik çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz.

Son birkaç yıldır gelişmekte olan ülke ekonomilerinde ciddi bir risk yoğunlaşması görülmektedir. Hem küresel durgunluğun hem de bölgesel sorunların ülke ekonomimize kayıplar yaşattığı bir dönemdeyiz. Sizce finans sektörü bu durumdan nasıl etkilenmektedir?

Türk bankacılık sektörü sağlam mali yapısı ile ülke ekonomisini desteklemeye devam etmektedir. Bankacılık sektörünün bilançosu 2015 yılının Mart ayı itibariyle son bir yılda reel olarak yüzde 10 oranında artarak 2 trilyon TL’yi aşmıştır. Bilançonun milli gelire oranı ise 10 yılda ikiye katlanarak yüzde 120’ye ulaşmıştır. Böylece, bilanço büyüklüğünün milli gelire oranında gelişmekte olan ülkeler ortalamasını yakalanmıştır. Dünya ve AB ortalamasını yakalamak için daha fazla gayret etmemiz gerekmektedir. Diğer yandan, bankacılık sektörünün esas faaliyet alanı olan kredilerin ise bilanço içindeki payı %62’ye ulaşmıştır. Diğer bir değişle, bilançonun üçte ikisi doğrudan ekonomik faaliyetin finansmanında kullandırılmıştır. Kredilerin milli gelire oranı ise yüzde 74 düzeyindedir. Sektör aynı zamanda güçlü bir sermaye yapısına da sahiptir. Sermaye yeterliliği 2015 yılının Mart ayında yüzde 15,5 ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından yüzde 12 olarak belirlenen seviyenin üzerindedir.

Dolayısıyla, bankalar yurt dışından kaynak temininde sorun yaşamamaktadır. Ayrıca, özellikle son dönemde Merkez Bankası’nın basiretli borçlanmaya yönelik politikaları doğrultusunda orta uzun vadeli borçlanmanın, kısa vadeliye göre payı yükselmiştir. Bu da önümüzdeki dönem için bankacılık sektörünün sağlam mali yapısını koruması ve ekonomiye sunduğu desteği sürdürmesi açısından önemli bir gelişmedir.