Üniversite olarak lisansüstü ve araştırmaya ağırlık veriyoruz.

0
684

‘’Üniversitemize bu yıl üç yeni program daha eklendi. İslami İlimler Fakültemizde %50 Arapça ve Türkçe eğitim yanında özellikle yurt dışından gelen öğrencilerimize yönelik %100 Arapça eğitim imkânını da sunmuş olduk. Uluslararası Ticaret ve Finans için de yine Türkçe programın yanında dileyen öğrencilerimiz için aynı bölümü İngilizce olarak açtık. Üniversitemiz dile özel bir önem veriyor. Bunun yanında analitik yaklaşım son derece önemli. Bu anlamda Matematiksel düşünme yeteneği ve becerisine ayrı bir önem vermek gerekir diye düşünüyoruz.’’

Mehmet Bey, okuyucularımız için sizi daha yakından tanıyabilir miyiz, eğitiminiz ve kariyeriniz üzerine bilgi verir misiniz?

1970 yılında Çanakkale’de doğdum. İlk ve orta eğitimimi Çanakkale’de tamamladım. İzmir’de İktisat alanında lisans programını tamamladım. Yüksek lisansımı da yine iktisat alanında yaptım. Sonrasında Araştırma Görevlisi sürecimize başladık.  Ankara ve İstanbul’da iki ayrı Üniversitede doktora derslerini tamamlayıp ikisinde de ayrı ayrı yeterlilik sınavlarını verdim.

Özellikle Osmanlı ve Batı iktisadi zihniyeti, gelişme dinamikleri, kalkınma ve büyümenin farklı temelleri ve bu alanda iki dünya arasındaki farklı yaklaşımlar ile ilgili “İktisat ve tarih” alanlarındaki merakım kendimi Hollanda’da üçüncü doktora programında bulmama sebep oldu. Orada iyi bir burs kazanarak, önce Posthumus Enstitüsünde ikinci yüksek lisansımı aldım, sonra da Utrecht Üniversitesi’nde iktisat tarihi alanında doktoramızı tamamladık.

Araştırma Görevlisi olarak 1993 yılında başladığımız akademik çalışma hayatımıza doktora sonrasında Başkent Üniversitesi’nde devam ettik. Orada, öğretim üyeliği yanında, iktisat bölüm başkanlığı, fakülte kurulu ve fakülte yönetim kurulu üyeliği görevlerim oldu. Daha sonra Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde Kurucu Dekan ve Üniversitenin kuruluş sürecinde Rektör yardımcısı olarak görev yaptım.

2012 yılında YÖK Üyeliği’ne atandım. Aynı yıl Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Üyeliği’ne seçildim. 2013 yılından bu yana İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörlüğü görevimi sürdürüyorum.

Üniversitedeki görevlerim dışında kamu ve özel sektörde, endüstride yer aldığım çalışmalar oldu. Ereğli Demir Çelik Fabrikaları A.Ş. İskenderun Demir Çelik Fabrikaları A.Ş, Sollac Ambalaj A.Ş. Erenko Mühendislik A.Ş. Erdemir Romanya A.Ş. Yarımca Porselen A.Ş. gibi kamu ve özel kurumlarda yönetim kurulu üyeliği; Türk Telekom grubu içinde TTNET A.Ş. ve AVEA A.Ş. gibi şirketlerde ise denetim kurulu ve danışmanlık görevlerinde bulundum.

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nin kuruluş öyküsünü anlatır mısınız?

Bildiğiniz gibi İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi bir vakıf üniversitesidir. İZÜ, eğitim alanında yarım asrı aşkın süredir Türkiye’nin dört bir tarafında çalışmalar yapan İlim Yayma Vakfı’nın 2010 yılında kurduğu bir üniversitedir. Vakfımızın uzun yıllardır hayal ettiği bir üniversite projesi mevcuttu. 2010 yılında kurulan bu Üniversite adeta İlim Yayma Vakfımızın hizmet zincirinde bir yüzük taşı niteliğindedir. Üniversitemiz 19. Yüzyıldan itibaren eğitim kurumlarına ev sahipliği yapan, Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebi olarak bilinen arazi, İlim Yayma Vakfı’na üniversite kurulmak üzere tahsis edildi. Merhum Mehmet Akif’in öğrencilik ve hocalık yaptığı bu tarihi mekâna yine ‘Hocaların Hocası’ olarak anılan güzel insan ve vakfımızın kurucularından Prof. Dr. Sabahattin Zaim’in ismi verildi. Üniversitemiz 2011 yılında eğitim ve öğretime başladı. Geldiğimiz noktada Halkalı’daki merkez kampüsümüze ek olarak Altunizade Yerleşkemiz ve Fındıklı Kabataş’ta bulunan Sürekli Eğitim Merkezimiz de üniversitemizin bünyesinde hizmet vermektedir.

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nin diğer Üniversitelerden farklı olarak öncelikleri ve öncü olduğu alanlarla ilgili bilgi verir misiniz?

İZÜ olarak özellikle medeniyet coğrafyamızın birikimiyle geleceği inşaa edecek öncü, erdemli ve liderlik ruhuyla donanmış beyinlerin yetişmesi için iyi bir araştırma altyapısı ve iklim oluşturmaya gayret ediyoruz. Teknoparkımızla fen ve mühendislik alanlarında ülkemizin kalkınma ve büyümesine etki ve katkı sağlayacak belli başlı projelerde öncülük etmek gayretindeyiz. Fakat siyaset, uluslararası ilişkiler, sosyoloji, psikoloji, tarih, eğitim ve iktisat başta olmak üzere sosyal bilimler alanında yine kadim ile geleceği buluşturarak daha güzel bir dünyanın inşaasını önemli buluyoruz. Bu bağlamda “helal lokma ve helal kazancın” dünya ve ahiret mutluluğunun temeli olduğu düşüncesinden hareketle, açtığımız programlar ve kurduğumuz araştırma merkezleri ile İslam ekonomisi ve faizsiz finans ile gıda güvenliği ve sağlığı konusunda öncü çalışmalara imza atmaya başladık. Yaşadığımız çağın içinde bulunduğu dengesizlikler, krizler ve çelişkilerden kurtulmanın birinci şartı, ağızdan giren lokmanın ve cebe giren paranın helalliği konusundaki öncelikler olduğunu düşünüyoruz. İşe buradan başlamak gerekir diye düşündük ve üniversitemizin en öncelikli alanlarından bu iki programı hayata geçirdik. Bu alanlarda 3 dilde yüksek lisans ve doktora programı ve bölgemizin en önemli araştırma merkezlerini kurduk.

‘’Üniversite demek üst düzey eğitim yanında araştırma, laboratuar ve kütüphane demektir.’’

İZÜ’nün yeni açılan bölümleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

İZÜ kısa zamanda lisansüstüne ve araştıramaya ağırlık veren bir Üniversite oldu hamdolsun. Lisansüstü programlar lisansın iki katı kadar. 7 Fakültede 34 lisans programımız var. Buna karşılık 19 doktora programımızla birlikte 70’e yakın lisansüstü programda eğitim veriyoruz. Üniversitemize 2018-2019 akademik döneminde üç yeni program daha eklendi. İslami İlimler Fakültemizde %50 Arapça ve Türkçe eğitim yanında özellikle yurt dışından gelen öğrencilerimize yönelik %100 Arapça eğitim imkânını da sunmuş olduk. Uluslararası Ticaret ve Finans için de yine Türkçe programın yanında dileyen öğrencilerimiz için aynı bölümü İngilizce olarak açtık. Üniversitemiz dile özel bir önem veriyor. Bunun yanında analitik yaklaşım son derece önemli. Bu anlamda Matematiksel düşünme yeteneği ve becerisine ayrı bir önem vermek gerekir diye düşünüyoruz. Ortak seçmeli ders programında bu alanda tüm öğrencilerimize bu formasyonu kazandırmaya çalışıyoruz.

Ayrıca işe temelden yaklaşma sadedinde bu yıl İlkokul Matematik Öğretmenliği bölümünü de açtık. Biz üniversite olarak matematik eğitimini oldukça önemsiyoruz. Yapılan araştırmalarda ülkemizdeki dil ve matematik eğitimi konusunda önemli eksiklikler olduğu tespit ediliyor. Bu nedenle iyi bir dil eğitim altyapısı yanında ilköğretimde iyi bir matematik eğitimi için çalışıyoruz. Bu bölümden mezun olacak öğretmenlerimizin çok kıymetli olacağını düşünüyorum.

Üniversitenizin Halkalı’da çok muazzam bir merkez kampüsü var en çok dikkat çeken kısımlardan biri de daha 8. Yılında 13.500 metrekarelik bir kütüphanenizin olması. Bu bir üniversitenin gençlere verdiği imkânlar için çok önemli. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Üniversite demek üst düzey eğitim yanında araştırma, laboratuvar ve kütüphane demektir. Bu sene açılan kütüphanemiz İstanbul’un en büyük kütüphanesi durumunda. 13.500 metrekare alana sahip, 1 Milyon kitap kapasiteli bir kütüphaneden bahsediyoruz. Tabii bu kütüphane üniversitemizi farklı bir noktaya taşıyacaktır. Üniversitemizin en büyük iddiası “İyi Bir Eğitim Sözü”. Bu iddiayı hayata geçirebilmek için araştırma altyapınızın da çok iyi olması gerekiyor.  Şu an kütüphanemize kayıtlı 100 binin üzerinde basılı kitap, 300 binden fazla e-kitap bulunuyor. Öğrencilerimiz özellikle yoğun sınav dönemlerinde 24 saat kütüphanemizde çalışmalarını sürdürebiliyor. Ayrıca belirli dönemlerde üniversiteye hazırlık yapan aday öğrencileri de burada ağırlıyoruz. Bu anlamda bağış yapmak isteyen kişi ve kurumlardan kitap bağışı kabul ediyoruz.

Araştırma ve Üniversite-Sanayi İşbirliğinin arttırılmasında Teknoparkların ayrı bir önemi bulunmaktadır. Türkiye’de birçok üniversitede 80 civarında TEKNOPARK bulunuyor, üniversite ile sanayinin ve AR-GE ye önem veren sanayicinin buluştuğu bu teknoparklar nasıl oluşuyor ve üniversiteler için ne kadar önemli?

Teknoparklar, üniversite ile sanayinin en ideal düzeyde buluştuğu ortamlar olarak dikkat çekiyor. Eğitimden alınan iyi örneklerin, elde edilen birikimlerin sanayiye yansıması teknoparklar ve Teknoloji Transfer Ofisleri ile oluyor. Bizim de bu yıl iznini aldığımız teknoparkımız üniversite kampüsü içerisinde yer alıyor. Yeni fikirleri olan ARGE ye önem veren iş adamlarıyla üniversite hocaları ve öğrencilerini bir araya getiriyor teknoparklar. Türkiye bu teknoparklarla yeni bir araştırma altyapısı geliştiriyor. Sanayi Bakanlığı’nın desteğiyle kuruluyor. Yeni fikirleri olan sanayiciler, hocalar ve öğrenciler bir araya gelerek teknoparkta çalışmalar gerçekleştiriyor.

Teknoparkların bir diğer kazanımı da ülkemizde teoride iyi verilen eğitimin, tecrübeye dönüşme noktasındaki eksikliği kapatacak olması. Üniversitelerde verilen iyi eğitim, teknoparklarda sanayi ve üniversite işbirliği ile öğrencilerimize pratik ve tecrübe olarak geri dönecektir diye umuyoruz.

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nden mezun olan gençleri diğer gençlere göre avantajlı yapan unsurlar nelerdir?

Biz üniversitemizdeki tüm öğrencilerimize “En az üç dil evladım” diyoruz. Başta dünya dili İngilizce olmak üzere, medeniyet dünyamızın dili Arapça ve geleneğimizin dili olan Osmanlıcayı çok önemsiyoruz. Bunun yanında Rusça, İspanyolca ve Çince gibi dillerden birini de öğrenmelerini istiyoruz. Kurduğumuz bu program ve dil kursları ile bugüne kadar çok iyi sonuçlar aldık.  Küresel dünyadaki rekabette ayakta kalabilmek için bilgi donanımının yanında yabancı dil olmazsa olmazdır. Bunun için de bir dil yeterli değildir. En az üç dil bilmek gerekir. Üniversitemizin öğrencileri bu anlamda beş yıldır herhangi bir ücret ödemeden dil konusunda kendilerini geliştirebiliyorlar.

Üniversitenizi tercih eden öğrenciler için yurt imkânı ve ulaşım imkânı nasıl şekil alıyor? Anadolu Yakası ve Avrupa Yakasında olmak üzere 2 tane kampüsünüz bulunuyor, iki kampüs arasında öğrencilere nasıl kolaylık sağlıyorsunuz?

Üniversitemizin merkez kampüsü Halkalı’da bulunuyor. Tüm lisans öğrencilerimiz derslerini bu kampüste alıyorlar. Anadolu Yakasında bulunan Altunizade Yerleşkemizde ise dileyen öğrencilerimiz hazırlık sınıfı derslerine ve ücretsiz dil kurslarına katılabiliyorlar. İki kampüsümüzün de en önemli özelliği İstanbul’un merkezinde olmaları. Halkalı Kampüsümüz havalimanı, metrobüs ve metro gibi ana ulaşım hatlarına oldukça yakın bir noktada. Kampüs ve yerleşkelerimiz İstanbul’un her noktasından rahatlıkla ulaşılabilecek noktalarda. Bununla birlikte öğrencilerimiz için İstanbul’un çeşitli noktalarına hareket eden ring servisler bulunuyor.

Kampüsümüz içerisinde yer alan konukevlerinde kız ve erkek öğrencilerimizin güvenli ve konforlu bir şekilde zaman geçirmesi için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Apart sisteminde yapılan konukevlerimizde sinema salonları, kafeteryalar, fitness salonları, el sanatları atölyeleri ve bilgisayar laboratuarları bulunuyor.

‘’Burs imkânları ile öğrencilerin başarısını ödüllendiriyoruz.’’

Önümüzdeki dönemlerde gerçekleştirmeyi düşündüğünüz hedef ve projeleriniz nelerdir?

Bizim üniversite olarak başlangıçta en büyük hedefimiz, akademik ve fiziki alt yapısı ile öne çıkan, mezunları tercih edilen, yayınları başvuru kaynağı olan, belirli alanlarda öncülük eden ve vakıf üniversiteleri arasında ilk beşte yer alan uluslararası bir üniversite olmaktı. Bu hedefler doğrultusunda önemli aşamalar katettiğimize inanıyorum. Bundan sonraki süreçte de üniversitemizi daha iyi noktalara getirmek için gayret göstereceğiz.

Üniversitenizin yurt dışında eğitim imkânları ve uluslararası anlaşmaları hakkında bilgi verebilir misiniz?

Öğrencilerimizi dünyaya açmak için Avrupa, Amerika ve Asya’daki önemli üniversiteler ile anlaşmalarımız var. Öğrencilerin en çok merak ettikleri konu, Erasmus’ta Avrupa kıtasında 100’ün üzerinde üniversite ile anlaşmamız var. Ancak biz sadece batıyı değil İslam dünyasının gelişmiş iyi üniversiteleri ile de ilişkilerimizi geliştiriyoruz. Türkiye’nin merkez ülke profiline uygun olarak İstanbul’un parlayan yıldız bir üniversitesini ortaya çıkarmak gibi bir hedefimiz var. Bununla birlikte üniversitemizde de 81 ülkeden 1500 uluslararası civarında öğrencimiz var. Bu öğrencilerimizin bir kısmı lisans bir kısmı da yüksek lisans eğitimi alıyor. Yine hocalarımızın da %15’i yabancı… Uluslararasılaşma bir iklim meselesi. Bu iklime hızlı bir biçimde ulaştık hamd olsun. Aynı dönemlerde kurulan Üniversiteler içinde bu alanda öne çıktığımızı ve önemli bir fark oluşturduğumuzu söyleyebilirim. Öğrencilerimiz bu kampüse girdikleri andan itibaren farklı dilleri duyuyor, yabancı hocalardan ders alıyor. Dolayısıyla tam bir uluslararası üniversite kampüsü oluştu.

Üniversitenizdeki burs imkânları hakkında bilgi alabilir miyiz?

Üniversitemiz başarıyı ödüllendiren bir üniversite. Bu anlamda biz kontenjanlarımızı en az %25 burs ile başlatıyoruz. İlk 200 binden %90 öğrenci üniversitemizi tercih ediyor. Bunun en büyük nedenlerinden biri de üniversitemizin gerçekten başarıyı ödüllendirmesidir. Öğrencilerin başarı durumlarına göre ücretsiz eğitim, nakit burslar ve yurt bursları da verebiliyoruz.